KANYON NEDİR?
KANYON HAKKINDA
Genel anlatımı ile KANYON; yerküre üzerinde çökme veya tektonik hareketlerin bazen tek başlarına temel faktörler olarak, bazen ise çok uzun süreçlerde olmak üzere su ve hava akımlarının aşındırma etkilerinin temel veya yardımcı rolleri ile coğrafi yapı üzerinde oluşturdukları ‘yarık’ görüntüsündeki ‘genç vadi’ formlarıdır.
Yayla veya ova formunda bulunan akarsuların, zaman içinde alt katmanlara doğru yaptığı aşındırma hareketi ile oluşabilen kanyonlar olabildiği gibi, yüksek tepe veya dağ formundan yeryüzüne çıkan kaynak sularının deniz seviyesine ulaşmak için yaptıkları akım hareketi esnasındaki zamana yayılan aşındırma hareketi de uzun zaman içerisinde kanyon oluşumuna sebebiyet verebilmektedir.
Ancak en çok gözlemlenen yapı (bunu özellikle yurdumuz kanyonları için söylemek mümkün); genelde tektonik hareketlerin; bir kırılma esnasında, kırılma doğrultusundaki yeryüzü şeklinde oluşturduğu tam olarak bir ‘ayırma’ görüntüsü ve bu yapıya ilave süreç içerisinde bölgesel su akışı, rüzgar ve gece gündüz ısı farkı gibi etkenlerin bu yarıkta tarattığı tahribat ile gelişen şekillendirmedir. Bunun yanında kanyon oluşumunda bir başka etmen de, yeraltı sularının aktığı bölgelerde yarattığı aşınımın kaya yapısına bağlı olarak üst katmanlarda yarattığı çöküntü ve yeryüzünde görülebilecek şekilde oluşturduğu ‘göçük’ formudur.
Varoluş sebebi ister doğrudan su aşındırması, veya isterse de sadece fay kırıkları olsun tüm kanyon yapıları genel görüntüsü itibari ile doğal bir kanal yapısında olduklarından, doğdukları an itibari ile bölgelerindeki gerek su ve gerekse hava için en uygun akım alanı özelliği göstermektedirler. Bu sebeple günümüzde içlerinde düzenli su akışı bulunmayan kanyon formlarında dahi, yağışlara bağlı olarak su taşınımı için en uygun yapıda bulunduklarından, geçmişte aktif akım bulundurduklarına dair aşınım görüntüleri görülebilmektedir. Bu eşsiz özellikleri ile de kanyonlar bölgesel iklimlenme ve nemlenme ile birlikte bitki örtüsü oluşumu ve çeşitlenmesinde hayati önem taşımaktadırlar. Dikkat edilecek olursa yüksek dağ kütlesi ile bölünmüş yörelerde kanyon giriş ve çıkışlarındaki bitki örtüsü ve iklim koşulları eş özellikler taşımaktadır. Adeta bir gizli geçit görüntüsü ile kanyonlar; görsel zenginlikleri ile birlikte işte bu hayati önem taşıyan işlevleri sebebi ile de gerçekten eşsiz önemdedirler.
KANYON ÇEŞİTLERİ
Anlatımımızda sadece çıplak gözle görülebilecek yeryüzü şekillerinde bulunduğunu düşünebileceğiniz kanyon yapısı, gerçekte su ile kaplı alanların da altında elbette ki fazlası ile mevcuttur. Oluşum biçimleri ile de tamamen aynı özellikte olan sualtı kanyonları da; benzer şekilde dip su akıntıları aşındırması, erezyon veya kırılmalar sebebi ile oluşmakta olup yine sualtı akımları için kanal görevi görmesi sebebi ile de su sirkülasyonu ve su altı yaşam zenginliği için vazgeçilmez önemdedirler. Böylece kanyonlar kara ve su altı kanyonları olmak üzere temelde iki gruba ayrılırlar ki bizim ilgi alanımız tamamı ile birinci gruptur. Çok farklı genişliklerde, uzunluklarda ve derinliklerde kanyonlar olabildiği gibi kanyonların yaşları da çok farklı olabilmektedir.
Temel olarak kanyonlar doğuşlarını takiben bir gelişim süreci gösterirler ve varoluş şekilleri düşünüldüğünde ise mutlak olarak da son buldukları bir zaman olacaktır. Elbette ki mevzu bahis süreç milyon yıllar ile ifade edilebilecek süreçler olduğundan bizler sadece içlerindeki yıllara bağlı kısmi ve minimal aşınmaları takip edebilmekte ve bunlardan çıkarabildiğimiz sonuçlar ile yetinebilmekteyiz.
Kanyonlar; su altı ve kara kanyonları olmak üzere temel iki gruba ayrıldıktan sonra bizim konumuz olan kara kanyonları da; içlerindeki aktif su akımı olması, büyüklükleri, genişlikleri, başlangıç – bitiş noktaları arası toplam düşüş oranları ile birlikte geçişe imkan verip vermemeleri gibi özellikleri göz önüne alınarak sınıflandırılabilmektedirler.