İLETİŞİME GEÇİN INFO@kadak.org.tr
BİZE ULAŞIN 0532 422 26 14

Bilgi Sayfası

BİLGİ SAYFASI

MERAK ETTİĞİNİZ SORULAR

Kanyon ve eğitimi hakkında merak ettiğiniz soruların cevabını burada bulabilirsiniz.

GENEL SORULAR

Temel Kanyon Sporu (Canyoning) Eğitimi

Kanyon
Yerkürede kırılma ve çökme hareketlerinin bazen tek başlarına, bazen de uzun zaman süren su ve hava akımının aşındırma etkisi ile oluşturduğu coğrafi yapı üzerindeki yarıklardır.

Özellikleri;

  • Oluşum sebepleri ne olursa olsun, kanyonlar doğal bir kanal yapısındadır.
  • Doğdukları andan itibaren bölgelerine en uygun su ve hava akımı özelliğini gösterirler.
  • Su ve hava akımına bağlı olarak bitki örtüsü oluşumunda ve çeşitlenmesinde büyük önem taşırlar.
  • Kanyon giriş ve çıkışlarında eş özellikler taşıyan bitki örtüsü görülmektedir.
  • Gizli bir geçit olma özelliği ve görsel zenginliklerinin yanı sıra, hayati önem taşıyan işlevleriyle gerçekten eşsiz bir değerdedirler.
  • Oluşum sürelerini milyon yıllar ile ifade edebiliriz.
  • Her kanyonun uzunluğu, genişliği, yüksekliği ve derinliği birbirinden farklıdır ve farklı yaşlara sahiptirler.
  • Kanyonlara üstü açık mağara da diyebiliriz.
  • Kanyon yapılarını iyi incelerseniz, doğal birer akvaryum olduklarını ve kanyon disiplininden taviz vermediğiniz sürece birer eğlence parkı özelliği taşıdıklarını fark edebilirsiniz.
  • Kanyon içerisindeki kayalar, su ve rüzgârın etkisiyle meydana gelen aşınma şekilleri ile bir heykeltıraşın elinden çıkmış binlerce yıllık sanat eserleri kadar görkemlidir.
  • Kanyonlar uzun yıllar sonra vadi formunu alırlar.
  • Kanyonlar aslında bizler için, içinden geçerken ruhlarımızı rehabilite eden, dış dünyadaki bireysel streslerden kopararak ekip ruhunu güçlendirebildiğimiz 2. evlerimizdir.

Kanyonların Oluşum Sebepleri
Fiziksel olarak kanyon oluşum sebeplerini kırılma, çökme ve aşınma olarak ayırabiliriz.

Kırılma
Dünya kabuğundaki levhaların çarpışma, kıvrılma, birbiri altına girme, bütün halinde yükselme ve düşme hareketleriyle gerçekleşir.

Çökme
Geçirgen yapılı arazilerde yeraltı sularının oluşturdukları galerilerin yüzey ağırlığını taşıyamayarak çökmesiyle gerçekleşir.

Aşınma;
Akarsular: Bulundukları vadideki yataklarını uzun vadede tabana doğru aşındırmaları ile gerçekleşir.

Yeraltı Suları: Deniz seviyesine ulaşmak için oluşturdukları akım ile yüksek yerlerden yeryüzüne çıkarak uzun vadede aşınmaya sebep olurlar.

Rüzgar: Oluşturduğu akım ile uzun vadede duvarlarda aşınmaya sebebiyet verir.

Isı Farkı: Uzun yıllar boyunca, gece ve gündüz sıcaklığındaki değişkenlik duvarlarda aşınmaya neden olur.

Kanyon Sporu (Canyoning)
Kuru ya da sulu kanyonlarda, zorlu yürüyüş, hareketli suda yüzme, emniyet sistemleri, ipli ve ipsiz iniş ya da tırmanış tekniklerini kanyon disiplinini uygulayarak gerçekleştirdiğimiz kamplı veya kampsız yapılan geçişlerdir.

Kanyon Sporcusu
Kanyonların çevresi, giriş ve çıkış ağızları arasında oluşabilecek risklerin analizini yapabilen, kanyon disiplinleri ile zorlu yürüyüş, hareketli suda yüzme, ipli ve ipsiz iniş ya da tırmanış tekniklerini uygulayabilen, bir ekip olmanın gerekliliklerini yerine getiren ve kanyon içerisindeki kamp düzenine uyum sağlayabilen kişidir.

Kanyon Sporunun (Canyoning) Size Kazandıracakları;

  • Sportif Statü
  • Liderlik Becerisi
  • Özgüven
  • Mutluluk
  • Çevresel Farkındalık
  • Kaliteli Zaman
  • Beden ve Ruh Sağlığı
  • Ortak Yaşam Kültürü

Kanyon Disiplini

Tehlike
Disiplinsizlik ya da kanyon koşullarından kaynaklanan nedenlerle gerçekleşme ihtimali bulunan, ruhsal, fiziksel ve maddi zarara veya ölüme sebep olabilecek durumlardır. Hatalı hareket eden sporcular da tehlike oluşturan etkenlerden biridir.

Risk
Bir tehlikenin gerçekleşme olasılığı ile, gerçekleşmesi halinde yol açacağı sonucun birlikte değerlendirilmesidir.
Genellikle risk olumsuz bir durum olarak değerlendirilir. Risklerin olumsuz etkilerinden zarar görmemek için olasılıklar göz önüne alınarak, önlem almaya yönelik, çalışma ve planlama yapılmalıdır.
Kanyonlarda, tehlike ve nedenlerini, riskleri ve risk kontrollerini tecrübelerimizle analiz edebiliriz.
Risk analizinde de; bilgi toplayarak, oluşabilecek tehlikeleri belirleyebilir, bu tehlikelerin gerçekleşmesi durumunda meydana gelebilecek olumlu veya olumsuz sonuçları tahmin ederek, risklerin yönetilebilir olup olmadığına karar verebilir hatta ortadan kaldırabiliriz.

Doğadan Kaynaklanan Riskler;

  • Sel
  • Bataklık
  • Sağanak Yağış
  • Vahşi Hayvan
  • Taş Düşmesi
  • Heyelan
  • Deprem
  • Böcek, Yılan Isırması
  • Yıldırım
  • Soğuk

Sporcudan Kaynaklanan Riskler;

  • Aşırı Özgüven ve Özgüven Eksikliği
  • Disiplinsizlik
  • Ekip Uyuşmazlığı
  • Çok Yüksek veya Çok Düşük Ego Problemleri
  • Mental Açıdan Hazır Olmamak
  • Yetersiz Beslenme
  • Yanlış Planlama
  • Bilgi Eksikliği
  • Eksik ve Uygunsuz Malzeme
  • Hipotermi
  • Psikolojik Travma
  • Mahsur Kalma
  • Fiziksel Yetersizlik

Kanyon Geçişi Öncesinde, Esnasında, Sonrasında , Kamp Yaparken ve Keşif Kanyonlarında Uyulması Gerekenler Kurallar

Geçişi Öncesinde;

  • Kanyon geçişinden önce tüm sporcuların sağlık bilgileri, acil durumlarda ulaşılacak en az iki yakınlarının telefon numaraları ve etkinlik ile ilgili ayrıntılar diğer  kanyon sporcularına ve kanyon bölgesindeki idari amirlere verilmelidir.
  • Aynı bilgiler kanyon çıkışında bekleyen araçta da bulundurulmalıdır.
  • Kamplı ya da kampsız geçişlerde mümkün olduğunca tüm sporcuların sağlık paketi, yedek teknik malzemesi, uyku tulumu, yiyecek ve içeceği hazır olmalıdır.
  • Sulu kanyon geçişi yapan sporcuların yüzme bilmesi gerekmektedir.
  • Kanyonda diyet yapılmamalı, hazmı kolay ve ısı kaybını geri kazandıran yiyecek ve içecekler tercih edilmelidir.
  • Bölge halkı rahatsız edilmemeli ve çevre kirletilmemelidir.
  • Yapılan geçiş planından kesinlikle vazgeçilmemelidir ve en kötü plan, plansızlıktan iyidir.

Geçiş Esnasında;

  • Rehberin talimatlarının dışına çıkılmamalıdır.
  • Öncü, badi ve artçı sistemi bozulmamalı ve göz teması kaybedilmemelidir.
  • Bolt takımı öncüde olmalıdır.
  • Genel sağlık paketi artçıda olmalıdır.
  • Sarkan saçlar, giysiler, kask perlonu, iniş malzemenize sıkışmamaları için iyice toplanmalıdır. Vücut da olabildiğine uzak tutulmalıdır, deri sıkışabilir.
  • Şelale içinden iniliyorsa nefes alabilmek için kafa arkaya doğru, sağ veya sol yönde hareket ettirilmelidir.
  • İniş malzemesi mümkün olduğunca karabinadan çıkarılmadan ipten çıkılmalıdır ve özellikle sulu kanyonlarda düştüğü zaman bulunması çok zordur.
  • Taş, dal veya herhangi bir malzeme yüksekten düştüğü zaman yüksek sesle aşağıdaki sporcular uyarılmalıdır. Uyarı geldiği zaman bulunulan yerde sabit kalınmalı, yukarıya bakılmamalıdır.
  • Kanyon içindeki doğal yapıya zarar verilmemeli, bölge temiz tutulmalıdır.
  • Hiçbir malzeme yerlerde sürüklenmemeli ve üzerine basılmamalıdır.
  • Çavlan ve kısa mesafeli yüksekliklerde suya paralel bir şekilde yüz üstü atlanmalıdır.
  • Yüksekten suya atlanılması gerekiyorsa atladıktan sonra kollar kapalı vücuda yapışık, ayaklar birleşik dik ve baş yukarıda olacak şekilde suya girilmelidir.

Boş El Kuralı; iniş yaparken tek elimizi kullanırız. Diğer elimiz boş el kuralına girer ve görevi; pandül yaşama riskinde sporcuyu kayaya çarpmaktan koruyarak inişin daha kolay yapılmasını sağlamaktır.

Geçiş Sonrasında;

  • Bölge halkı rahatsız edilmemeli ve çevre kirletilmemelidir.
  • Sulu kanyon geçişinden sonra, ıslak olan kıyafet ve malzemeler poşetlere koyulmalıdır.

Kamp yaparken; 

  • Suya uzak olunmalıdır.
  • Taş düşmesi riski göz önünde bulundurularak yer seçilmelidir.
  • Yiyecek ve çöplerden uzak yatılmalıdır.
  • Ateşe yakın yatılmamalıdır.
  • Bölge halkı rahatsız edilmemelidir.
  • Uyumadan önce tüm ekip birbirine yattığı yerleri göstermelidir ve bu sayede acil bir durum olduğunda ulaşılmak istenen kişiyi uyandırmak için zaman kaybedilmemiş olur.

Keşif Kanyonlarında;

  • Keşif kanyonlarında sporcu sayısı 8 olmalıdır.
  • Kılavuz ip kullanılmalıdır.

Teknik Malzemeler

Karabina

  • İstasyon kurmak ,emniyet, iniş, ipte yükselme ve malzeme taşımada kullanılan en önemli teknik malzemedir.
  • Tür ve çekerleri semboller ile üzerlerine işlenmiştir ve türü yazmayan karabinalar B (basit) olarak kabul edilir.
  • Karabinaların anal eksen çekeri, yanal eksen çekeri ve kapı açık çekeri vardır. Anal ekseni en yüksek, yanal ekseni  düşük ve kapı açık ekseni ise en az seviyededir. Buna göre karabina her zaman anal eksen çekeri, yani uzun eksenine  yük binecek şekilde kullanılmalıdır. Bu çekerlerin birimi kN düzeyindedir.
  • Kanyonlarda kilitli, otomatik kilitli ve somun kapılı karabinaları kullanırız. Ekspres üzerindeki karabinalar ise tel  kapılı kilitsiz ve metal kapılı kilitsizdir. Somun kapılı karabina yalnızca istasyonlarda, kilitli ve otomatik kilitli  karabinalar ise istasyon, emniyet, iniş ve malzeme taşımada kullanılır.
  • Kilitli ve otomatik kilitli karabinaların üzerinde H (hms) somun kapılının ise Q (quicklink) sembolleri vardır.
  • Çelik veya alüminyumdan üretilirler. Alüminyum karabinalar hafif olduğu için daha çok tercih edilir.
  • Karabinalar kullanılmadan önce olası bozukluklara karşı kontrol edilmelidir.
  • Kullanım ömürleri ve yıpranma payları vardır. Uzun süre kullanım, yüksekten düşme veya bakımsızlık sonucu görülüp hissedilebilen veya tam tersi farkedilemeyen hasarlar oluşabilir.
  • Kapı yay mekanizamasındaki bozukluklar, gevşek kapı menteşe pini, gevşek kapı kilit mekanizması, aşınma, bölgesel renk değişimi, çatlak, kırık veya paslanma gibi hasarlar büyüteç yardımıyla rahatlıkla anlaşılabilir.
  • Yüksek bir yerden düşen karabinalarda görülemeyen kılcal çatlaklar oluşabilir bu yüzden kullanılmamalıdırlar.
  • Karabinaların yanlış ve aşırı kullanımı sonucu kazalar yaşanılabilir. Kapısı açıkken yük bindirilmesi veya aşırı yüklenme sonucu kapısının açılması kazalara neden olabilir.
  • Kapıları mutlaka kapatılmalıdır, sivri ve köşe kayalara çok yakın iniş yapıldığında takılarak içeriye açılabilir.
  • Karabinalar nem ve tuzlu sudan uzak tutulmalıdır. Kuru ortamlarda muhafaza edilmelidir.
  • Sulu kanyonlarda karabinaların kilit bölümünün içine kum taneleri girer ve açılmasını zorlaştırır. Bu yüzden kilidi  tam sıkıldıktan sonra, bir tık geri açılmalıdır böylece sıkışma olmayacaktır.
  • Karabinaların kapılarının doğru bir şekilde açılıp açılmadığı kontrol edilmelidir. Kapı kolay ve düzgün şekilde açılıp  kapanmıyorsa WD40 sprey ile yağlanılabilir.

Otomatik Kilitli Karabina HMS (H)               Kilitli Karabina HMS (H)               Somun Kapılı Karabina (Q)

Tel Kapılı Kilitsiz ve Metal Kapılı Kilitsiz Ekspres Karabinaları

Atc (Air Traffic Controller)

  • Üzerinde bir taşıma halkası bulunan, (Bu taşıma halkasının inişlerde rolü yoktur.) tek ip kullanımının yanı sıra çift ip kullanımına da olanak sağlayan yapısıyla iniş, emniyet ve istasyonlarda kullandığımız basit bir teknik malzemedir.
  • Çalışma prensibi; ipin sürtünme kuvvetinden yararlanır ve yarım kazık (İtalyan Bağı) düğümü mantığında çalışır.
  • İç bölümü tırtıklıdır ve ince iplerde daha iyi sürtünme sağlar. Bu tırtıklı bölüm, ipin aşağıya gidiş yönünde olmalıdır. Aksi yönde olursa iniş yapmayı engellemez ama sürtünme iyi sağlanamaz.
  • Atc’nin üzerindeki delikler farklı ölçülerdeki ipleri kullanılmak üzere üretilir. Atc’nin yapısı gereği uygun kalınlıkta  ip ile iniş yapılmalıdır. İp ikiye katlandıktan sonra Atc’nin delik kısmından içeriye geçirilir, emniyet kemeri  üzerindeki Karabina’ya takılır ve iniş teknikleri uygulanarak iniş yapılır.
  • Kullanım yerine göre tek ve çift delikli olarak üretilir.
  • İstasyon tipine göre tek ip ile iniş yapılabilir. Doğal istasyon ve artçı inişi çift ip ile yapılır. Bu yüzden tek delikli Atcler artçı inişinde ve doğal istasyonlarda tercih edilmez.
  • Atc delik ölçüsü üst veya alt sınırı dışındaki ipler, zorunlu kalmadıkça kullanılmamalıdır.Üst sınırın dışında sporcu  iniş yaparken zorlanacak, çift ip iniyorsa zorlanmanın yanında taşıma halkası iki ipin arasına sıkışacaktır. Sıkışan  halkayı parmağınızla kurtarabilirsiniz ve iniş sırasında birkaç defa sıkışma yaşanabilir. Alt sınırın dışında ise  kontrolsüz ve hızlı bir şekilde iniş gerçekleşecektir.
  • Atc, Sekizli iniş malzemesine  göre, iniş sırasında ipin aşağıda daha az burgulanmasını sağlar.
  • Hızlı yapılan inişlerde Atc ısınacaktır.
  • Uzun süre kullanımında iç bölümünde aşınma oluşacaktır, beklenen normal bir durumdur.
  • Atc, mümkün olduğu sürece karabinadan çıkarılmadan ipe girilmeli ve çıkılmalıdır.
  • Atc’yi yüksek bir yerden düşürmeniz ya da kaybetmeniz sonucu, Karabina ile Yarım Kazık (İtalyan Bağı) Düğümü  yaparak inebilirsiniz. Yarım Kazık (İtalyan Bağı) ile iniş sonunda aşağıda ip burgulanacaktır. Karşılaşılması normal  bir durum olsa da kontrol ederek inilmelidir.
  • İniş yapılırken Karabina ve Atc’ye çok fazla yaklaşılması sonucu saç, deri, giysi ve kask perlonu sıkışabilir. Sıkışma  yüksek seviyede olursa sabit kalınmalı ve yardım istenmelidir.
  • Çamurlu ve ıslak iplerle de kullanılabilir.
  • Tüp şeklide üretilen ilk teknik malzemedir. İhtiyaç çeşitliliğine göre, farklı şekillerde geliştirilip, üretimi yapılmaktadır ve Sekizli iniş malzemesine göre daha hafiftir.

Sekizli

  • İsmini sekiz rakamına benzemesinden alır.
  • Büyük ve küçük gözü olan, (Bu küçük göz sekizliyi taşımak içindir, inişlerde hiçbir rolü yoktur.) çift iple kullanıma  olanak sağlayan yapısıyla iniş, emniyet ve istasyonlarda  kullanılan basit bir teknik malzemedir.
  • Çalışma prensibi; ipin sürtünme kuvvetinden yararlanır ve Yarım Kazık (İtalyan Bağı) Düğümü mantığında çalışır.
  • İp ikiye katlandıktan sonra Sekizli’nin büyük gözünden içeriye geçirilir, emniyet kemeri üzerindeki Karabina’ya takılır ve iniş teknikleri uygulanarak iniş yapılır.
  • Sekizli’nin yapısı gereği tüm kalınlıktaki iplerle iniş yapılabilir.
  • İpte iniş rahat ve Atc’ye göre daha hızlıdır.
  • Hızlı yapılan inişlerde Sekizli ısınacaktır.
  • Sekizli’de, Atc’nin aksine farklı bağlama şekilleri kullanılabilir.
  • İpe girilirken, Sekizli’nin içinden dolanan ipler birbirleri ile üst üste  gelmemelidir. Bu durumda sporcunun inişi  zorlaşacak ve sıkışma oluşursa ipte asılı kalacaktır.
  • Sekizli, Atc iniş malzemesine göre, iniş sırasında ipin aşağıda daha çok burgulanmasını sağlar.
  • Uzun süre kullanımında iç bölümünde aşınma oluşacaktır, beklenen normal bir durumdur.
  • Sekizli, mümkün olduğu sürece Karabina’dan çıkarılmadan ipe girilmeli ve çıkılmalıdır.
  • Sekizli’yi yüksek bir yerden düşürmeniz ya da kaybetmeniz sonucu, Karabina ile Yarım Kazık (İtalyan Bağı) Düğümü yaparak inebilirsiniz. Yarım Kazık (İtalyan Bağı) ile iniş sonunda aşağıda ip burgulanacaktır. Karşılaşılması  normal bir durum olsa da kontrollü inilmelidir.
  • İniş yapılırken Karabina ve Sekizli’ye çok fazla yaklaşılması sonucu saç, deri, giysi ve kask perlonu sıkışabilir. Sıkışma yüksek seviyede olursa sabit kalınmalı ve yardım istenmelidir.
  • Çamurlu ve ıslak iplerle de kullanılabilir.
  • İhtiyaç çeşitliliğine göre, farklı şekillerde geliştirilerek, üretimi yapılmaktadır.

 

Ekspres

  • İstasyon kurulumu, yan geçiş ve emniyet almada kullanılan, kolay açılabilen 2 Karabina’nın ara band ile birleştirilmesiyle oluşan yardımcı teknik malzemedir.

 

Metal Kapılı Kilitsiz Ekspres

 

Tel Kapılı Kilitsiz Ekspres

Jumar

  • İpte yükselme, ip çekme, ip germe, emniyet ve istasyon kurmada kullanılır.
  • Çalısma prensibi,  sahip olduğu yaylı mekanizma üzerindeki dişlilerin yönü sayesinde ipe tutunarak, hareket başladığında açılıp, bittiğinde kapanmasıyla tek yönde hareketi sağlamak şeklindedir ve aksi yönde harekete izin  vermez. Bu yaylı mekanizma, başparmak ile kolayca açılıp kapatılabilir.
  • 8 ila 13mm. aralığında kalınlığı olan iplerde kullanılmalıdır.
  • Çamurlu ve ıslak iplerde de kullanılabilir.
  • Göğüs, ayak, sağ el ,sol el ve çift elle kullanılabilen çeşitleri vardır.
  • El Jumarı’nın ergonomik özelliği, çift yoğunlukta dökülen sap kısmı, işaret parmağı yuvası ve tüm avucun kavramasına uygun, kaymaz dolgu desteğine sahip olmasıdır. Bu tasarımı sayesinde  kavrama rahatlığı ve artan tırmanış verimi sağlanır.
  • El ve Göğüs Jumarı’nın üst ve alt bağlantı noktaları vardır. Bu bağlantı noktalarına Karabina takılarak ipten ayrılmanın ve mekanizma sıkışmasının önüne geçilir.
  • El Jumarı, emniyet kemerine sporcunun kol uzunluğuna göre ayarlanmış perlon veya uygun kalınlıktaki ip ve Karabina ile bağlanır.
  • Göğüs Jumarı, emniyet kemerine Karabina ile bağlanırken, Ayak Jumarı ise sporcunun ayağına direkt bağlanır.
  • Mekanizma açılarak ip, yuvasına takıldıktan sonra kapatılır.
  • İpte Jumar’ın üstüne yük bindikten sonra mekanizma açılmaz ve yerinden çıkarılamaz. Çıkarmak için, Jumar’ın  üstündeki yük alınmalı ve küçük bir ilerletme hareketiyle mekanizma açılarak yerinden çıkarılmalıdır.
  • Jumar’ın ipi tutan dişlileri zamanla ipin dış mantosunu yıpratır.
  • Eldivenle de rahat kullanılabilir.

 

                 Gögüs                   Ayak                      Sol El            Sağ El                        Çift El

Çekiç

  • İstasyon ve emniyet noktası oluşturmak için kullanılan “Bolt” adı verilen malzemeyi, belirlenen noktalara çakmak ve kayaları kontrol etmek için kullanılır.
  • Sapı metal şaft üzerine elastomer kaplı ve ergonomik yapıdadır.
  • Sapın alt kısmında civata anahtarı bulunmaktadır.
  • Bu çekiçler özellikle bolt çakmak için dizayn edilip üretilmiştir.
  • Ağırlığı 535 gramdır.

Civata Anahtarı

  • Civatayı sıkmak için kullandığımız malzemedir.

Bolt Takımı

  • İstasyon ve emniyet noktası oluşturmak için kayaya açılan bir delik üzerine çakılan sabit ve yapay emniyet malzemesidir.
  • Bolt çakılmadan önce kaya yapısı çekiç ile kontrol edilmelidir.
  • Çakılacak kaya yüzeyi mümkün olduğunca düz olmalıdır.
  • Kaya üzerinde sabitlenen bolta karabina, perlon ya da ip geçirilerek istenilen uygulama yapılır.
  • Boltta herhangi bir yönde doğru oynama varsa güvenilmemelidir.
  • Bolt takımı; çekirdek, kendinden delen bolt, kulak, pul ve civatadan oluşmaktadır.

Çekirdek

  • Koni şeklinde, kendinden delen boltun içine sıkışarak şişmesini ve kayaya sabitlenmesini sağlayan parçadır.

Kendinden Delen Bolt

  • Matkap ucu işlevi gören uç yapısından dolayı kendi deliğini açar.
  • Arka kısmı el matkabı ve civata girişine uygundur.
  • Uç kısmı boştur ve delme işlemi sırasında belirli aralıklarla kayadan çıkartılmalı, sıkışan parçalar ve aynı zamanda delikte kalan parçalar temizlenmelidir.
  • Üzerinde delinebilecek derinlik seviyesini gösteren çizgi bulunur.
  • İstenilen derinliğe ulaşıldıktan sonra, çekirdek uç kısma takılır ve kayaya sabitlenir.

Kulak

  • Çok yönlü çekeri olan, paslanmaz çelikten üretilen Karabina, Perlon veya ipin içinden geçirildiği farklı kopma çekeri olan parçadır.
  • Kulağın üzerinde çekerin yönünü gösteren ok işareti vardır.
  • Sabitlenen kendinden delen boltun arka kısmına konulur.
  • Üzerine pul konulduktan sonra civata takılarak sıkıştırılır.

Pul

  • Civatanın bağlandığı yüzeyin temas aralığını genişleterek, üzerinde tahribat oluşmasını engellemeye yarayan parçadır. Kulağın üzerine koyulur. Daha sonra civata takılarak kulak ve civata arasında tahribat engellenir.

Civata

  • Kulağı, kendinden delen bolta bağlanmak için kullanılan bağlantı elemanıdır.
  • Bolt takımının son parçasıdır.
  • Kendinden delen bolta takılarak, çekiç arkasındaki anahtar veya civata anahtarı ile sıkıştırılır.
  • Dengeli bir şekilde sıkılmalıdır.

İp

  • Emniyet almak, istasyon kurmak, düğüm, iniş, çıkış ve yan geçiş için kullanılan malzemedir.

Statik İp

  • Esneme özelliği kısıtlı olan sert, dayanıklı ve kalın iplerdir.
    Çekerleri
    4 mm. – 3,9 kn.
    5 mm. – 6,3 kn.
    6 mm. – 8.3 kn.
    7 mm. – 12.4 kn.
    10 mm. – 28,5 kn.
    11 mm. – 32,5 kn.

Kullanım amaçlarına göre ikiye ayrılır;

Ana İp

  • 8 mm. ile 11 mm. arasındaki iplerdir.

Yardımcı İp

  • 4mm. ile 7 mm. arasındaki iplerdir.

Ana ve yardımcı işlevi gören ipler türlerine göre üçe ayrılır;

Yarım İp

  • 8 mm. ve 8,5 mm. kalınlığındaki iplerdir.

İkiz İp

  • 9 mm. ve 9,5 mm. kalınlığındaki iplerdir.

Tam İp

  • 10 mm. – 10,5 mm. ve 11 mm. kalınlığındaki iplerdir.

Kullanım yerlerine göre ikiye ayrılır;

Kuru İp

  • Kuru kanyonlarda kullanılır.
  • Yumuşak bir yapıya sahiptir.
  • Islak hava ve yerlerde kullanıldığında ağırlaşıp çekeri düşer ve suda batar.

Islak İp

  • Sulu kanyonlarda kullanılır.
  • Sert bir yapıya sahiptir.
  • İpin içine su geçmediği için ağırlığı sabit kalır ve suda batmaz.

Perlon

  • Emniyet alma ve istasyonlarda kullanılır.
  • İstasyon kurmak için ipten daha avantajlıdır ve daha çok kurulumda kullanılır.

Perlonlar yapılarına göre üç çeşittir;

Tüp Perlon

  • Çift parçadır ve yassı yapısı vardır.

Düz Perlon

  • Tek parçadır ve yassı yapısı vardır.

Ekspres Perlon

  • Tek parçadır ve uçları birbiri ile birleşiktir.
  • Üzerindeki her bir çizgi 500 kg. olarak değerlendirilir.
  • Dört ve üzeri çizgi olan perlonlar arama ve kurtarma çalışmalarında kullanılır.

 

İnek Kuyruğu

  • Emniyet için kullanılır.
  • İpin iki ucu da Balıkçı Düğümü ile Karabina’ya bağlanır.
  • Bir uç sporcunun elinin uzanabileceği uzunlukta, diğeri daha kısa bırakılacak şekilde, uygun noktadan kapalı sekizli düğümü ile ikiye bölünerek alt emniyet kemerine Karabina ile sabitlenir.
  • Hazır olarakta satın alınabilmektedir.

Alt Emniyet Kemeri

  • İniş, ipte yükselme, emniyette kalma, arama ve kurtarma çalışmalarında kullanılan, bel ve bacak kolonları ayarlanabilen, tokalı veya esnek olmak koşulu ile sabit olarak üretilen, bağlantı noktası, malzeme askıları mevcut, vücut ağırlığını dengeleyen, suya ve darbelere dayanıklı ergonomik malzemedir.
  • Malzeme askıları iniş ve emniyet için kullanılmamalıdır.
  • Kemer seçiminde en önemli unsur, sporcunun bedenine tam oturacak ölçülerde ayarlanabilir olmasıdır.
  • Kemer giyildikten sonra özellikle ne çok sıkı ne de gevşek bırakılacak şekilde ayarlamamaya dikkat edilmelidir.
  • Sıkacak şekilde ayarlanması, sporcuyu rahatsız ederek hareketini sınırlandırırken, gevşek olması ters dönme olasılığında kemerin bacaklardan çıkabilmesine neden olur.
  • Alt emniyet kemeri dışında, tam ve üst emniyet kemerleri de vardır.
  • Gelişen teknoloji ile birlikte kemerler daha konforlu, hava soluyabilen delikleri sayesinde terletmeyecek özellikte üretilmeye başlanmıştır.
  • Alt emniyet kemeri yoksa veya herhangi bir şekilde kullanılamayacak durumda kalınırsa perlon veya ipten kemer yapılabilmektedir.

Bel ve bacak kolonları ayarlanabilen tokalı       Bel kolonu ayarlanabilen tokalı ve bacak kolonu sabit

Kask

  • Darbelere karşı dayanıklı esnek dış yüzey ve darbe emici iç yüzey yapısıyla, baş çevresi genişliği ayarlanabilir güvenlik malzemesidir.
  • Kafa feneri takılabilmelidir.
  • Havalandırma ve su tahliyesi delikleri olmalıdır.
  • Kulakları ve ense kökünü koruyabilecek genişlikte olmalıdır.
  • Çene kayışı ayarlanabilir olmalıdır.
  • Birden fazla taş düşmesine ve çarpışmalara dayanıklı olmalıdır.
  • Kask üstüne oturulmamalıdır.
  • Kask takmak kaza ihtimalini azaltmaz, kaza esnasında meydana gelebilecek
    yaralanmaların ciddiyetini azaltır.
  • Kask takıldığı zaman, ne çok sıkı ne de çok gevsek olmamasına dikkat edilmelidir.

Kişisel Malzemeler

Ayakkabı

  • Bot adıyla bildiğimiz, ayak bileğini saran tipte ayakkabılar tercih edilmelidir.
  • Bilekli olması burkulmaları önlemektedir.
  • Bot tabanı ne kadar tırtıklı olursa, sulu kayalar üzerinde denge o derece rahat sağlanır.
  • Bilinenin aksine su geçiren tipte botlar tercih edilmelidir zira sulu kanyonlarda boyumuzu geçen suların içinde, suyun bottan içeri geçmemesi mümkün değildir.
  • Ancak, su geçiriyor olması içindeki suyu da dışarı atacağı için daha kolay  ve rahat hareket etmeyi sağlar.
  • Tercih yapılırken, neopren çorapla birlikte kullanılacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

Uyku Tulumu

  • Kanyonlar doğası gereği küçük kamp alanlarına ve dar koridorlara sahiptir.
  • Çoğu kanyon bu yüzden çadır kurulumuna elverişli değildir.
  • Kanyon sporcuları kamp gecelerini uyku tulumlarını kullanarak geçirir.
  • Uyku tulumu seçimi, geçişi yapılan kanyonun sıcaklık derecesi ve bireysel tercihlere göre değişiklik gösterebilir
  • Bizim kullanmayı tercih ettiğimiz tulum derecesi -10 ila -15 civarındadır.
  • Uyku tulumları hafif, sıkıştırabilir ve sırt çantanızda rahatlıkla taşınmaya uygundur.

Mat

  • Matlar, uyku tulumu ile yer arasında izolasyon sağlayarak vücut ısınızı daha iyi korumanızı sağlar.
  • Kanyon içerisinde veya dışarısında konforlu bir uyku için gereken malzemelerden biridir.
  • En ucuzu en idealidir, fazla para harcamanıza gerek yoktur.

Eldiven

  • Parmak hareketini sınırlamayacak, teknik mazemelere sıkışmayacak şekilde kullanılabilecek, ip ve kaya sürtünmesine dayanıklı yardımcı malzemedir.
  • Kullanılması zorunlu değildir.

Düdük

  • Özellikle sulu kanyon içindeki şelale, çavlan ve akan suyun sesinden ötürü konuşarak iletişim kurmak, bağırarak sesli uyarılarda bulunmak çok zordur.
  • Bu yüzden düdük ile iletişim sağlama tercih edilir.

1 düdük sesi, yapılan işleme başlanabileceğini,

2 düdük sesi, beklenmesi gerektiğini,

3 düdük sesi, işlemin olumlu sonuçlandığını,

Sürekli düdük sesi ise işlemin olduğu yerde durdurulması gerektiğini ifade eder.

  • Her kanyon sporcusunda mutlaka bulunmalı ve keyfi olarak kullanılmamalıdır.

Can Yeleği

  • Sulu kanyonlarda kullandığımız, kapon tipi olan; pamuk elyafların naylonların içerisine havası alınmış vaziyette doldurulması ve bu naylonların branda kılıflar içine düzgün olarak yerleştirilmesi ile yapılan, ceket şeklinde giyilebilen ve sporcunun üzerinden çıkmaması için kuşaklarla bağlanan yeleklerdir.
  • Kanyon yapısı gereği hava ile şişirilen can yelekleri uygun değildir.
  • Sivri kayalar, ağaç dalları ve yabancı cisimlerin varlığı patlama riski yaratır.
  • Bazı dar bölgelerde kayalara sürtünerek geçmek gerektiği için, kapon tipi sporcuya ekstra koruma da sağlar.

Çakı

  • Karabina şeklinde ya da katlanabilen, kuru veya sulu ortamda  kullanıma uygun şekilde rahatlıkla ip kesebilecek keskinliğe sahip her sporcuda bulundurulması zorunlu bir malzemedir.
  • Ahşap saplısı tercih edilmez.

Kafa Feneri

  • En az 3 metreye kadar su gecirmez, tercihen pil ile çalışan ve kaska takılabilir özellikte olmalıdır.

Neopren (Dalış) Elbisesi

  • Sulu kanyonlarda, sporcular koruyucu olarak neopren (dalış) elbisesi giyer.
  • Farklı kalınlıkları ve tipleri vardır. Kalınlığı sporcunun hareket kabiliyetinin kısıtlanıp kısıtlanmayacağı düşünülerek belirlenir, en az 3mm. olmalıdır.
  • Islak ve kuru olmak üzere iki tip çeşidi vardır. Islak tiplerin yarı ve tam olanları mevcuttur.
    • Islak elbise, suya ilk girdiğinizde vücudunuz ile arasına su alır. Vücuda tam oturduysa su sirkülasyonu olmaz. Bu nedenle zamanla vücut ısınız yardımıyla suyu ısıtır, sıcak kalırsınız.
    • Kuru elbise, içine hiç su almaz. Elbise ve vücudunuz arasına hava girdiği ve el, ayak bilekleri ile boyun bölgesinde özel contalar bulunduğu için, su elbisenin içine giremez. Yani vücudun baş bölgesi dışında kalan yerleri ıslanmaz.
  • Burda elbise seçimi kişisel olacaktır. Islak olana göre kuru çok daha pahalıdır. Sporcu maddi olanakları ile beraber soğuğa olan tepkisini de düşünerek uygun kalınlığı ve tipi kendisi belirliyecektir.
  • Kanyon sporunun malzemeyi yıpratan özelliğinden dolayı ıslak ve kalın ölçülerdeki elbiseler daha çok tercih edilir.
  • Neopren (dalış) eldiveni ile de eller  soğuğa karşı korunabilir.

Termal Battaniye

  • En zorlu hava koşullarında vücut ısınızı korumanıza yardımcı güvenilir bir bariyerdir.
  • Alüminyum bazlı malzemeden, farklı boy ve ağırlıkta üretilmektedir.
  • Su, soğuk ve rüzgara geçit vermeyen yapısıyla mükemmel bir koruyucudur.
  • Uyku tulumları için mükemmel bir astar vazifesi görebilmektedir.
  • Arama kurtarma çalışmalarında, gece vakti termal battaniye üzerine kafa fenerinin ışığı tutularak ışık çoğaltılıp, yansıtılarak yer tespiti için kullanılabilir.
  • Katlandığında küçük bir sırt çantasına bile sığabilir.
  • Ürün özelliğini kaybetmeyip yırtılmadığı sürece tekrar tekrar kullanılabilir.

Sırt Çantası

  • Kuru kanyon ve kamp için kullandığımız dayanıklı, omuz askıları ayarlanabilir, nefes alan sırt yastıklı, iç kısmında metal şerit desteği olan ve tüm gerekli eşyaları taşıyabileceğimiz büyüklükteki ergonomik malzemedir.
  • Farklı model, kapasite, özellik ve fiyatlarda üretilmekte, sporcunun kendi bütçesi ve ihtiyaçlarına göre seçilmektedir. 70 litrelikleri yeterlidir.

Su Geçirmez Çanta

  • Sulu kanyonlarda, tüm gerekli eşyalarımızı taşıyabileceğimiz büyüklükteki, su geçirmez kumaştan üretilerek, tüm dikişleri ısıl işlemle bantlanmış, ayarlanabilir omuz askıları ve üst kısmı katlanarak kulakları kapatılabilen malzemedir.
  • Rahatlığı değil sağlamlığı önemlidir. Kanyonların yapısı gereği sivri kayalara ve yüksekten suya atılmaya karşı dayanıklı olmalıdır.
  • Su geçirmez çantanın iç çevresine mat sarılarak konulur.
  • Su geçirmez çantanın içine konmadan önce her eşya, belirli bir düzenle su geçirmez büyük naylon torbalara koyulmalıdır. Bu sayede su geçirmez çanta su alsa bile eşyalarınız ıslanmayacaktır.
  • Su geçirmez çanta kapatılırken içindeki hava mümkün olduğunca alınıp kapatılmalıdır.
  • Su geçirmez çanta ile bel hizasını geçen derinlikteki sulara atlanılmamalıdır.
  • Delinen su geçirmez çantaya yama yaparak tekrar kullanabilirsiniz.
  • En az 70 litre olması yeterlidir.

Düğümler ve İstasyon

Düğüm

  • İp ya da Perlon’un belirli bir düzen içinde, yan yana veya üstüste gelerek sıkıştırma metoduyla çalışmasıdır. Sporcuların, düğümlerin yapılışını ve kullanılacağı yerleri çok iyi bilmeleri gerekmektedir.
  • İpin üzerine atılan düğüme göre, ipin çekme gücü yani çekeri düşer. Çekerin düşme sebebi ise, düğümden dolayı ipin kıvrılması ve dış liflerinin içtekilere göre daha fazla yük taşımasıdır.
  • Düğümler atıldıktan sonra, düzeltilmeli ve sıkıştırılmalıdır. Gevşek atılan düğümler yük altında zarar görür ve ipin çekeri olumsuz etkilenir.
  • Düğüm atıldıktan sonra en az 10cm. ip payı bırakılmalıdır.
  • Düğümler kullanıldıktan sonra ip üzerinde bırakılmamalı ve çözülmelidir.
  • Uzun süre düğümlü kalmak, ip üzerinde kalıcı hasara neden olur.
  • Doğal istasyon ve ip uzunluğunun yeterli geldiği yerler dışında, bu düğümler olmadan kanyon geçilemez.
  • Atılacak düğümler; üzerine yük bindirildiğinde çözülemeyecek kadar sağlam, estetik ve iş bitirildiğinde rahat çözülebilecek kadar basit olmalıdır.

Hareketli (Dinamik) Düğümler

Yarım Kazık (İtalyan Bağı)

  • İpin ana emniyet noktasına bağlanmasıyla, sporcular arasında malzeme alıp vermek, kontrollü bir şekilde sporcuyu indirmek, emniyet almak ve iniş malzemesi olmadan iniş yapabilmek için kullanılır.
  • Karabina’ya ve uygun sabit istasyona takılır.
  • İpin sürtünme kuvvetinden yararlanarak çalışır.
  • Karabina açılır, ip içinden geçirilir ardından bir bir halka yapılarak takıldıktan sonra Karabina kapatılır.
  • Düğüm, ipin uç kısmından atılacaksa hem Karabina’ya hemde sabit istasyon noktasına atılabilir, ancak ipin ortasından atılacaksa Karabina olmadan yapılamaz.
  • Düğüm atılacak sabit istasyon noktası, düğümün hareketini kısıtlayacak şekilde olmamalıdır.
  • Düğüm çift taraflı çalışır ve çevrilebilir.
  • Kaygandır, rahat hareket edilebilir ve durdurmak için az bir kuvvet uygulamak yeterlidir.
  • İniş için kullanıldığında, ipin aşağıda kalan kısmı burgulanacağı için kontrollü inilmelidir.
  • Herhangi bir emniyet aleti kullanıyorsanız, düşürmeniz ya da kaybetmeniz durumunda düğümü atıp emniyet alabilirsiniz.

Pursik

  • Bir veya iki ana ipin üzerine, balıkçı düğümüyle hazırlanan yardımcı ip ya da Perlon ile direkt veya Karabina kullanılarak atılan düğümdür.
  • İp üzerinde yukarı, aşağı hareket etmekle birlikte üzerine yük bindiğinde sabitlenir.
  • Farklı bağlama yöntemleri olan, ipte yükselmek, iniş ve emniyet almak için kullanılır.
  • Yardımcı ipten Pursik yapılacaksa, ipin ölçüsü, ana ip çapının yarısıdan 1 fazla olmalıdır. [(ana ip/2)+1] Eğer iplerin çapları aynı ise Marchard (Fransız), diğer adıyla Klemheist Düğümü kullanılmalıdır. Perlon ile yapılacaksa ölçüye gerek yoktur.
  • Pursiğin üzerine çok fazla yük bindiği ve uzun süre asılı kalındığında sıkışabilir. Bu durumu önlemek için Karabina ile yapılabilen Bachmann ve Marchard (Fransız) diğer adıyla Klemheist Düğümü kullanılabilir. Marchard (Fransız), diğer adıyla Klemheist Düğümü  Karabinasız da yapılabilir.
  • İpte yükselme işlemi için El ve Ayak Jumarlarından biri, ya da her ikisi olmaması durumunda Pursik kullanılabilir. El ve ayak için hazırlanacak Pursikler, her sporcunun fiziki yapısına göre değişir.
  • El için, sporcunun alt emniyet kemerine takılı olan Karabina’dan, elinin ipte uzandığı en üst nokta arasındaki mesafeye göre El Pursiği hazırlanmalıdır. Ayak için, sporcunun giydiği ayakkabı boyutuna göre, rahat girebilecek ve sonrasında yükselirken ayaktan çıkmayacak şekilde hazırlanmalıdır.
  • El ve Ayak Pursikleri ana ipe sarıldıktan sonra, El pursiği alt emniyet kemerine takılı olan Karabina’ya, Ayak Pursiği de ayağa geçirilerek ipte asılı kalınır. Ayak Pursiğine basarak yükselinir ve el pursiğide yukarıya alınır. Bu işlem ulaşılmak istenilen noktaya kadar bu şekilde devam ettirilir.

 Pursik ile Jumar’ın çalışma prensipleri aynı olsa da aralarında farklar mevcuttur;

  • Pursik üzerinde yukarı ve aşağı hareket, Jumar’da ise tek yönlü hareket elde edilir.
  • Pursik ile ipte yükselirken Jumar’a göre daha çok güç ve efor sarfedilir.
  • Pursik, Jumar kadar ipin dış mantosuna zarar vermez.
  • Pursik iyi sarılmaz ise, ipi kavrayamaz.

Hareketsiz (Statik) Düğümler

Açık Sekizli

  • Alt emniyet kemerine bağlanmak, doğal istasyon kurmak, emniyet almak, aynı çaptaki ipleri birleştirmek için atılan düğümdür.
  • Atılması ve gözle kontrolü kolaydır.
  • İp ucu düğümüdür.
  • Emniyet amaçlı, keşif veya ilk defa iniş yapılan yerlerde, ipin sonuna da atılarak durdurucu özellikte kullanılır.
  • İpin çekerini en az düşüren düğümdür.
  • Düğüm atıldıktan sonra çeker %75 – %80 arasındadır.
  • Düğüm tamamlandıktan sonra kapalı sekizli şeklini alacaktır.
  • Çanta vb. malzemelere de bağlanarak indirme veya yukarı çekme işlemlerinde kullanılabilir.
  • Doğal istasyon için açık sekizli yapılırken düğümün ip üzerindeki yeri, istasyonun çevresine göre ayarlanmalıdır.
  • Düğüme göre istasyonun çevresine dolanan ip kısa gelirse, düğüm tekrar atılmalıdır ve zaman kaybına yol açar.
  • Düğüme göre istasyonun çevresine dolanan ip uzun gelirse, ip boyu kısalacaktır, böylelikle ip sonunun tam yettiği yüksekliklere kısa gelecektir.
  • Boşta kalan uçlara emniyet açısından Çift Balıkçı Düğümü atılmalıdır.
  • Üzerine yük bindikten sonra çözülmesi kolaydır.

Kapalı Sekizli

  • İstasyon kurmak, emniyet almak, alt emniyet kemerine Karabina ya da Ekspres ile bağlanmak için kullanılır. En temel istasyon düğümüdür.
  • Atılması ve gözle kontrolü kolaydır.
  • İp ucu düğümüdür.
  • İpin çekerini en az düşüren düğümdür.
  • Düğüm atıldıktan sonra çeker %75 – %80 arasındadır.
  • Çanta vb. malzemelere de Karabina ya da Ekspres ile bağlanarak indirme veya yukarı çekme işlemlerinde kullanılabilir.
  • Boşta kalan uçlara emniyet açısından Çift Balıkçı Düğümü atılmalıdır.
  • Düğümün tek gözü vardır ve istasyona Karabina aracılığı ile bu gözden bağlanır.
  • Karabina olmadığı zamanlarda Ekspres kullanarak istasyona bağlanılabilir.
  • Ekspres Karabinaları’nın kapı bölümleri  birbirlerine zıt yönde, yukarı ve aşağı şekilde kullanılmalıdır.
  • Üzerine yük bindikten sonra çözülmesi kolaydır.

 

Kapalı Çift Sekizli

  • İstasyon kurmak, emniyet almak için kullanılır.
  • Atılması ve gözle kontrolü kolaydır.
  • İp ucu düğümüdür.
  • İpin çekerini en az düşüren düğümdür.
  • Düğüm atıldıktan sonra çeker %75 – %80 arasındadır.
  • Çanta vb. malzemelere de Karabina ya da Ekspres ile bağlanarak indirme veya yukarı çekme işlemlerinde kullanılabilir.
  • Boşta kalan uçlara emniyet açısından Çift Balıkçı Düğümü atılmalıdır.
  • Düğümün çift gözü vardır ve istasyona Karabina aracılığı ile bu gözlerden bağlanır.
  • Çift emniyet ve  istasyona bağlanılır.

Kelebek

  • Emniyet almak için ve sporcuların şiddetli akarsu üzerinde paralel bir şekilde, karşıdan karşıya yüzmeleri için kullanılır.
  • İp ortası düğümüdür.
  • Düğüm, ipin her iki ucunun da çekilmesine dayanarak açılmaz.
  • İp üzerinde duruma göre çift halka olarak da yapılabilir.

Çift Balıkçı

  • İki aynı veya farklı çaptaki ipi birleştirmek ve doğal istasyon kurmak için kullanılır.
  • Doğal istasyon yapılacak yerin çevresine dolanarak ipe düğüm atılır ve sıkıştırılır.
  • Pursik hazırlarken kullanılan düğümdür.
  • İpe iki kereden fazla da atılabilir.
  • Düğüm atıldıktan sonra ipin çekeri %65 – %70 arasındadır.

Tam Kazık

  • İp sabitleme, emniyet ve ayağa atılarak ayak bağı oluşturmak için kullanılır.
  • Hızlı bir şekilde yapılıp kullanılabilir.
  • Düğümün iki ucuna da ağırlık verilmesi durumunda daha sağlıklı bir kullanım olur.
  • Düğüm atıldıktan sonra ipin çekeri  %60 – %65 arasındadır.

Camadan

  • İki aynı çaptaki ipi birleştirmek için kullanılır.
  • Birleştirme yapıldıktan sonra mutlaka uçlara çift balıkçı düğümü atılmalıdır.
  • Düğüm atıldıktan sonra ipin çekeri %70 – %75 arasındadır.

İzbarço (Bulin)

  • Doğal istasyon kurmak için kullanılır ve sulu kanyonlarda akarsuya kapılan sporculara, ip yollanarak bu düğümün içine girerek kendi ağırlığıyla sıkıştırılması sağlanıp kurtarılır.
  • Doğal istasyon kurulumunda, istasyon yapılacak yerin çevresine dolanarak ipe düğüm atılır ve sıkıştırılır.
  • Tek el ile yapılabilir.
  • Boşta kalan uca Çift Balıkçı Düğümü atılmalıdır.
  • Düğüm atıldıktan sonra ipin çekeri  %70 – %75 arasındadır.
  • Üzerine yük bindikten sonra çözülmesi kolaydır.
  • Çiftli olarak da yapılabilir.

Kördüğüm

  • Emniyet amaçlı, keşif veya ilk defa iniş yapılan yerlerde ipin sonuna atılarak durdurucu işlevi görür.
  • İşlevinden de anlaşılacağı üzere ip sonu düğümüdür.
  • Düğüm atıldıktan sonra ipin çekeri çeker %60 – %65 arasındadır.
  • Üzerine yük bindikten sonra çözülmesi zordur.

Perlon Düğümü

  • İstasyon kurulumu, emniyet, alt veya üst emniyet kemeri yapımı için kullanılır.
  • İki aynı veya farklı perlonu birleştirmek için de kullanılır.
  • Düğüm tamamlandığında boşta kalan uçlar zıt yönlere bakmalıdır. Bu uçlara kördüğüm atılabilir.

İstasyon

  • Doğal veya yapay emniyet noktaları ile ip arasında, ipin ömrünü uzatacak ve istenildiğinde kolayca toparlanabilmesi sağlanabilecek şekilde kurulan, hat yönünün belirlemesini sağlayan, Perlon, Karabina ya da ip kullanılarak oluşturulan yapıdır.
  • Emniyet almak, iniş ve ipte yükselmek  için kullanılır.
  • İstasyonlar en az çift emniyet noktalı olmalıdır.
  • İstasyonların iki noktası da doğal veya yapay olabileceği gibi, biri doğal diğeri de yapay olarak oluşturulabilir.
  • İstasyon kurulurken ipe girilecek ve iniş yapılacak noktalar dikkate alınmalıdır.
  • Mümkün olduğu sürece bel hizasının üzerinde kurulmalıdır.
  • Dengeli bir istasyon için ipin çeker yönü iyi düşünülmelidir.
  • Emniyetten taviz vermeden farklı şekillerde de kurulabilmektedir.

Doğal İstasyon
Kaya, ağaç ve benzeri doğal araçlar ile oluşturulan emniyet noktalardır.

Yapay İstasyon
Bolt kullanılarak oluşturulan emniyet noktalarıdır.

İniş Tekniği

İniş Tekniği

  • İnişler, disiplinli bir şekilde yapıldığı sürece kanyon geçişlerindeki en kolay ve güvenli kısımlardır. Teknik ve disiplinin yanı sıra kendinize, malzemeye ve emniyetinizi alan sporcuya güvenmeniz gerekir.
  • İniş için gerekli yapı, teknik ve kişisel malzemeler; İstasyon, İp, Alt Emniyet Kemeri, Karabina, Atc /Sekizli ve Kasktır.
  • İnişten önce tüm giysi ve malzemeler kontrol edilmelidir. Sarkan saçlar, giysiler ve kask perlonu iniş malzemenize sıkışmamaları için iyice toplanmalıdır.
  • Vücut mümkün olduğu kadar iniş malzemesine yaklaştırılmamalıdır, deri sıkışabilir.
  • İp, Karabinaya takılı olan iniş malzemesine göre(Atc/Sekizli vb) katlanıp girilecektir.
  • Karabina kapatılacak, kapı kilidi otomatik değil ise sıkılacak ve bir boğum geri açılacaktır.
  • İpin boşluğu alındıktan sonra geri geri adımlarla iniş yapılacak noktaya gelinecektir.
  • Ayaklar en az omuz genişliğinde açık olacaktır.
  • Dizler kırılmadan vücut dik pozisyonda olacaktır.
  • İlk inişler hızlı ve zıplayarak olmamalıdır.
  • İniş için kullanılan el, vücut ile birleşik belin yanında olmalı ve kesinlikle bu el ipi bırakmamalıdır. El yumruk şeklinde kapatılarak ip avuç içine alınmalı ve yumruk açılıp ipin gevşetilmesi sağlanarak inilmeli ve durulmalıdır.
  • İsteğe göre eldiven kullanılabilir.

İpe Girme; Ayaklar en az omuz genişliğinde açık ve kayaya sabit durumdayken, dizler kırılmadan vucüt dik pozisyonda, boş el kuralı uygulanarak vücut ağırlığı yavaş yavaş arkaya, ipi tutan eli açıp kapatarak da ipe yol verilir. Göğüsle duvarın paralel konuma geldiği noktadan sonra, ayak tabanlarının tamamı ile kayaya basılacak şekilde geri adım atılır. İlk iki adımdan sonra yumruk gevşetilerek ip verilir ve kalça aşağıya indirilir. Tekrar geri adım atılarak, bu döngü ile inişe devam edilecektir. İstasyonun bel hizasının altında olduğu durumlarda ilk adımlar zorlu olacaktır.

  • Ayak tabanlarının tamamı ile kayaya basılmalıdır. Parmak uçlarıyla basılması durumunda kaygan yerlerde ayağınız kayabilir ve yüzünüzü kayaya vurabilirsiniz.
  • İniş sırasında basılacak yerlere bakarak nereye basılması gerektiğine siz karar vermelisiniz.
  • Çok fazla geriye yaslanır ve ayaklarınız yukarıda kalırsa kontrolsüz olarak ters dönersiniz. Ters dönmeniz durumunda emniyet alan kişi hemen sizi sabitler. Bacaklarınızı ayırarak alt emniyet kemerinin çıkmasını engeller ve tekrar iniş pozisyonuna dönebilirsiniz. Tecrübe kazandıkça kontrollü bir şekilde ters dönerek iniş de yapabilirsiniz.
  • Çanta ile iniş yapıyorsanız ağırlığını hesaba katmayı unutmayın ve geriye çok fazla yaslanmayın. Sulu kanyonlarda ise, çanta ile derin suya iniş yapıyorsanız suya ulaştığınızda çantayı çıkarın.
  • İniş yapılan yüksekliğin belirli bir kısmı kolaylıkla basılacak yerlere sahipken, ayakların kayadan kesilmesi, uzaklaşılması gereken “Negatif” adını verdiğimiz yerlerde “Negatif İniş Tekniği” kullanmak gerekir. Negatifin başladığı, yani kayanın bittiği bölümden, ayaklar bükülerek kayaya yakınlaştıktan sonra geriye sıçramak gerekir. Bu esnada negatifin altına girinceye kadar, ipteki el açılarak ip salınmalı ve negatifin altına girildikten sonra ip sıkılmalıdır. Boş elle kayadan destek alarak da negatifin altına girebilirsiniz. Negatif inişlerde dik bir pozisyon alınır ve geriye yaslanılmaz.
  • Herhangi bir sebepten dolayı, ip üzerinde durmak istendiğinde aşağıya “Emniyet” diyerek bağırılır. Emniyeti alan sporcu ipi çekerek, ip üzerinde sabit durmanızı sağlar ve ipi tutan eli serbest bırakabilirsiniz. Kendinizi rahat hissettiğiniz zaman “Emniyet Bende” diye bağırarak kontrolü alabilir veya emniyet alan sporcu istediğiniz takdirde sizi aşağıya indirebilir .
    • Emniyetinizi alan sporcu sadece size odaklanmış durumdadır ve ip üzerinde bayılmanız durumunda bile sizi rahatlıkla indirebilir.
    • Emniyeti alan sporcu ipi çok gevşek veya çok sıkı tutmamalıdır. Gevşek tutarsa ipi hemen çekemez ve iniş yapan sporcuyu koruyamaz. Çok sıkı tutması da iniş yapan sporcunun inişini zorlaştırır. Öncü inişlerinde emniyet yukarıdan alınabilmektedir.
  • Pursik ile emniyet alarak da iniş yapılabilir.
  • Pursik kısa olmalıdır ve iniş malzemesinden çıkan ipe bağlanır. Diğer ucuna karabina takılarak alt emniyet kemerinin bacak kolonuna takılır. İniş için kullanılan el, pursiğin üstünde olur ve aşağıya çekerek emniyetli iniş yapılır. Kanyonlarda sürekli iniş yapıldığı ve derin suya inildiği için tercih edilmez.
    • İpin Çeker Yönü: İpin istasyona bağlandıktan sonra inişin bitiş noktasına kadar izlediği doğal yöndür. İpe girilecek ve inişin yapılacağı yere göre ayarlanarak inişin daha rahat olması sağlanır. İnişe başlandıktan sonraki ilk anlarda ipin çeker yönü kuvvetlidir ve sizi o yönlendirecektir. Bu yönlendirmeye karşı koymanız durumunda pandül yemeniz kaçınılmazdır. İnişe devam edildikçe ipin çeker yönü zayıflayacak ve ip üzerinde daha rahat hareket edilecektir.
    • Boş El Kuralı: İniş yaparken tek elimizi kullanırız. Diğer elimiz Boş El Kuralı’na tabidir ve görevi; pandül yaşama riskinde sporcuyu kayaya çarpmaktan koruyarak inişin daha kolay yapılmasını sağlamaktır.
    • İpin Boşluğunu Alma: İpe girildikten sonra istasyon ve iniş malzemesi arasında kalan ip, sarkık bir şekilde olacaktır. Eğer bu sarkık olan ip, gergin hale getirilmeden geri adım atılırsa, inişin yapılacağı noktada ağırlık arkaya vermeye başlandığı ilk andan itibaren, ipin boşluğu kadar pandül yenecektir. Boş El Kuralına giren el, istasyondan gelip iniş malzemesine giren ipte; iniş yapılacak el, iniş malzemesinden çıkıp aşağıya giden ipte olacak şekilde tutulmalıdır. Tutulan ipler birbirine paralel hale getirilerek, Boş El Kuralı’na giren el ile ipi kendinize çekerken aynı anda diğer el ile tuttuğunuz ipi zıt yönde çekip, sarkık olan payı aşağıya vererek ipi gerginleştirir ve boşluğu almış olursunuz. İniş tekniği ve Boş El Kuralı doğru uygulandığı takdirde pandülden daha az hasar görülür.
    • Geri Geri Adım Atmak: İpe girildikten ve boşluk alındıktan sonra inişin yapılacağı noktaya kadarki bölüme geri geri adım atarak gelinir. Kısa bir mesafedir, kontrollü ve geriye bakarak ilerlenmelidir.
    • Ağırlığın Arkaya Verilmesi: İlk defa iniş yapan sporcuların iniş tekniğini uygularken en zorlandıkları ve inişi gerçekleştirmekten vazgeçtikleri bölümdür. Ayaklar en az omuz genişliğinde açık ve kayaya sabit durumdayken dizler kırılmadan  vucüt dik pozisyonunda, Boş El Kuralı uygulanarak vücut ağırlığı yavaş yavaş arkaya verilir.
  • Sporcular, adrenalinden ötürü odaklanma sorunu yaşayabilir ve uygulaması gerekelner tekrar tekrar anlatılmalıdır.
  • Bazen malzemeye güven sorunu ortaya çıkabilir ve sporcunun kendisini boşluğa bırakması zorlaşabilir, kambur bir şekilde devam etmeye çalışır. Sporcuya, yapıya ve malzemeye güvenmesi en önemlisi kendisine inanması gerektiği hatırlatılmalıdır.
  • Kesinlikle zorla iniş gerçekleştirilmemelidir.
    • Pandül: Güvensiz, disiplinden uzak ve iniş tekniklerinin doğru uygulanmaması sonucu yapılan inişlerde, savrularak veya kısa mesafeli düşüşlerle vücudun kayaya çarpmasıdır. Boş El Kuralı’na uyuyorsanız vücudunuzu kayaya çarpmaktan koruyabilirsiniz. Emniyet alan sporcuya güvenin ve iletişimde olun, aksi takdirde en küçük anlaşmazlıkta dengeniz bozulabilir ve pandül yiyebilirsiniz.
  • İniş tamamlandıktan sonra mümkün olduğunca iniş malzemesi karabinadan çıkarılmadan ipten çıkılmalıdır.

Hareketli Su ve Doğal Yapılardan Geçiş Teknikleri

Hareketli Suda Yüzme

  • Kanyon içindeki farklı yapılar, akarsu ve rüzgarın biraraya gelmesi nedeni ile suda oluşan hareketlere  uygun yüzme stillerinde yüzmeye dikkat edilmelidir.
  • Hareket iyi izlenmeli ve kullanılacak stil belirlendikten sonra tüm ekibe söylenmelidir.
  • Her zaman suyun akış yönüne bakılarak yüzülmelidir, aksi takdirde su düşüşlerine girilebilir veya su içindeki yapılara çarpılabilir.
  • Serbest yüzme stili, su akışının sporcuyu çok fazla ilerletmediği ve güçlü su akışına karşı yüzülürken kullanılır.
  • Sırt üstü ayaklar önde yüzme stili, su akışına kapılmayı engellemek ve ayaklar ile bulunulan kısımdaki yapılar yardımıyla yavaşlamak veya durmak için kullanılır.
  • Yüz üstü kollar önde yüzme stili, su akışı bir yapının üzerinden ve altındansa, kollar ile yapının üzerine çıkmak için kullanılır.

Not: Hareketli suda herhangi bir tehlike anında akan suyun gücüne karşı koyabilmek için, ayaklar ile kanyon duvarından güç alarak bedeni itmek suretiyle kayıp yüzmeye devam ettiğimiz kurtulma hareketi de kanyona özgü kullanılan stillerden biridir.

Şelale

  • Akarsu yatağının, dike yakın şekilde aniden düştüğü ve suyun yüksekten aktığı bölümdür. Kanyon içerisindeki şelalelerin şiddetini, hızını ve miktarını belirleyen faktörler; kanyonu besleyen akarsu veya akarsular, bu akarsuların bulundukları bölgelerdeki yağmur geçişleri, kanyon genişliği, mevsimler, sel, yağmur, yeraltı kaynak suları, buz ve karın erimesidir.
  • En önemli özelliği çok büyük aşındırma gücüne sahip olmalarıdır. Kanyon duvarlarında bu gücü görür, hisseder ve yaşarsınız.
  • Suyun taşıdığı maddeler şelalenin eteğini oymaya, duvarların aşınmasına ve parçalanmasına yardımcı olur.
  • Aşınmanın hızı, suyun düşme yüksekliğine, düşen suyun hacmine, aşağıya taşıdığı aşındırıcı maddelerin yapısına göre değişir.
  • Şelalenin düşme hattı aşınarak bazen akarsu kaynağına doğru geriye kayar, bazen de aşınma aşağıya yöneliktir.
  • Aşınma olmadığında, akış ilerye doğrudur ve bu şelale akış yönlerini kanyonlarda gözlemleyebilirsiniz.
  • Döküldüğü yerlerde, geniş ve derin çukurlar oluşabilir ve bazı durumlarda bu derinlik suyun düşme yükseliği kadar olabilir.
  • Şelalelerin yüksekliğiyle döktükleri su miktarı arasında her zaman doğrudan bir bağıntı bulunmaz.
  • Suyun akış yönünden bakıldığında şelalelerin görülmesi zordur bu yüzden su hareketlerine ve sesine dikkat edilerek tespit edilebilir.
  • Suyun sesi yükseklikle ilgili fikir sahibi olmamıza yardımcı olabilir.
  • Şelale kenarlarından iniş yaparken kontrollü ve mümkün olduğunca sudan uzak olunmalıdır, çünkü suyun neler taşıyıp getireceği öngörülemeyebilir.
  • Şelale içinden iniş yapılacaksa, basılacak yerlere ve suyun gücüne dikkat edilmeli, nefes alabilmek için baş, arkaya sağa veya sola hareket ettirilerek inilmelidir.
  • Riskli olduğu kadar görseli güzel yapılardır.

Çavlan

  • Kanyon içerisinde, şelaleden küçük olan su düşüşleridir.
  • Çavlanlar, yapılarından dolayı riskleri örttüğü için dikkatli geçilmelidir.
  • İrili ufaklı bir çok kaya parçasına ayak sıkışabilir bu yüzden basılacak yerler iyi seçilmelidir.
  • Arkadan gelen sporcu  mutlaka doğru yönlendirilmelidir.
  • Çavlanların bitimi çok belirsizdir.
  • Bazen sığ suyun bir adım sonrasında boyu geçen bir derinlikle karşılılabilir, temkinli ilerlenmelidir.
  • Çavlanlardan derinliği bilinen suya atlarken, yüzüstü ve ileriye doğru yani suya paralel şekilde atlanmalıdır.

Girdap

  • Kanyon içindeki ters hava akımı,  düzensiz kanallardaki akarsu akışı, birbirine ters akan iki suyun birleşmesi gibi sebeplerden veya sifon yapılarından ötürü meydana gelen, suyun düşey bir eksen etrafında dönmesi sonucu oluşan dairesel harekettir.
  • Girdaba kapılmadan geçebilmek için suyun hareketi iyi incelenmeli, ileriye doğru kuvvetli bir şekilde atlanmalı ve su yüzeyine paralel şekilde yüzülmelidir.
  • Su akışının kanyon duvarlarına çarparak oluşturduğu dairesel dönüşler Açık Girdaptır. Girdaba girildiği taktirde sürekli dönülecek ve  suyun gücü yoğun olarak hissedilecektir. Açık girdaplardan, kanyon duvarına ayaklar vurularak, su yüzeyine paralel kalıp, kayarak veya bir başka sporcunun yardımıyla çıkılabilir.
  • Sifon ağzında oluşan dairesel dönüşler ise Kapalı Girdaptır. Kapalı girdaplar altta kalan sifon nedeni ile açık girdaplara göre daha tehlikelidir. Kapalı girdaplardan su yüzeyine paralel kalıp, yüzerek veya bir başka sporcunun yardımıyla çıkılabilir.

Sifon

  • Suyun, birbirlerinden farklı yükseliği olan iki kaya arasındaki taban veya tabana yakın bölgelerde, etrafındaki küçük kaya parçalarının da etkisiyle çekim kuvveti oluşturduğu açık veya kapalı  geçiş noktalarıdır.
  • Üzerlerinde girdap oluşur.
  • Kesinlikle girilmemeli ve üzerlerinden geçilmemelidir.
  • Gelen suyun tamamını içine alan ve tahliye eden sifon, Açık Sifondur. Açık sifonun tahliye bölümündeki hava çıkışından dolayı,  suda kaynama hareketi ve köpüklenme oluşmaktadır. Açık bir sifona girildiğinde, sifonun su tahliyesi yaptığı çıkış, sporcunun sığabileceği genişlikte ise yaralı bir şekilde kurtulabilme ihtimali vardır.
  • Gelen suyun tamamını içine alıp tahliye çıkışı olmadığı için havuz oluşturan sifon, Kapalı Sifondur. Farkedilmesi çok zordur ve tecrübe gerektirir.
  • Özellikle çekim kuvveti yüksek sifon yapılarına girildiği takdirde yalnız veya yardım ile çıkılması neredeyse imkansızdır.

Süzgeç

  • Genellikle kanyonların dar boğazlarında, akarsu yolunu kaya parçaları, ağaç dalları veya yabancı cisimlerin sıkıştırması nedeni ile su içinde veya su yüzeyinde meydana gelen yığınlardır. Bu yığınlar kırılgan, hareketli ve tehlikelidir.
  • Süzgeçten geçilirken yavaş hareketlerle ilerlenmeli, batma ve takılma riskine karşı dikkatli olunmalıdır.
  • Süzgeç, su debisinin fazla olduğu zamanlarda çok zor farkedilebilir ve ciddi anlamda tehlike oluşturur.

Cadı Kazanı

  • İçerisinde genellikle suyun bulanık ve fazla hareketin gerçekleştiği, neler olduğu tahmin edilemeyen, derinliği belirsiz, içten veya yatay geçişe izin vermeyen çukurlardır.
  • Yan geçiş tekniği ile geçilebilir.

Su Debisi

  • Kanyona giren akarsuyun herhangi bir kesiminden saniyede geçen su miktarıdır.
  • Suyun debisinin yüksek veya düşük olması bazen avantaj bazen de dezavantajdır. Bu yüzden debiye göre kanyon geçişi iptal edilebilir.

Ani Su Baskınları

  • Ani su baskını potansiyelini etkileyen faktörler arasında en belirgin olanı hava durumudur.
  • Her kanyoncunun temel meteoroloji bilgisine sahip olması önemlidir.
  • Herhangi bir kanyona girmeden önce su havzasına ait hava durumu ve bölgeye ait hava durumu bilgileri incelenmelidir.
  • Hava durumu tahminlerinin %100 güvenilir olmadığı da unutulmamalıdır.
  • Ayrıca su havzası, akıntıyı besleyebilecek potansiyel kaynaklar, akıntının tersi yönündeki yağış, yakın zamandaki yağış durumu, kar erimesi, set ve barajlar gibi faktörler de göz önüne alınmalıdır.

Su Havzası

  • Kanyona giren suyun toplam alanını ifade eder.
  • Geniş bir su havzasına yağacak hafif şiddetteki  yağmur, büyük  su baskınına yol açabilir.
  • Bunun yanında havzanın bir bölümünde, kilometrelerce ötede oluşabilecek yoğun bir fırtına, bulunduğunuz yerde (bazen saatlerce sonra) su baskını yaratabilir.
  • Harita dikkatli incelenmeli ve su havzası alanı araştırılmalıdır.
  • Sarp kayaların bulunduğu eğimli bir alanda, su zemin tarafından emilmek yerine, yüzeyden akma eğilimi gösterecek ve bu akıntı da sel baskınına yol açacaktır.

Akıntının Ters Yönündeki Yağış

  • Su baskını riskini değerlendirmedeki en önemli faktördür. Ne kadar mesafedeki bir alandaki yağışı incelemeniz gerektiği, kanyonu besleyen havzanın büyüklüğüne bağlıdır.
  • Havza küçük ise, bu mesafe birkaç kilometre olurken, havza geniş ise yüzlerce kilometreye çıkabilir ve hava durumunu gökyüzüne bakarak anlamak için çok uzak olabilir.
  • Yerel hava durumu kalıplarını kontrol etmek size hava sistemlerinin gelişimi hakkında fikir verebilir.
  • Eğer hava sistemleri, batıdan gelişme eğiliminde ise ve kanyon doğudan batıya doğru ilerliyorsa, hava koşullarındaki değişiklikleri hava sistemi akıntının ters yönünde üzerinizden geçerken gözlemleyebilirsiniz.
  • Eğer doğudan gelişme eğiliminde ise değişiklikler sizin bilginiz dışında arkanızda gerçekleşebilir.
  • Bu durumda doğru ve zamanında hava durumu bilgisi almak ve yukarıda bahsedilen diğer faktörlerin analizinin yapılması daha da önemli hale gelecektir.

Yakın Zamandaki Yağış Durumu

  • Yakın zamanda yağmış olan yağmur su baskını riskini artırır.
  • Eğer toprak zaten suya doymuşsa, yeni bir yağış durumunda daha az suyu emerek çoğunun üzerinden akmasına olanak tanıyacaktır.
  • Yakın zamandaki yağış durumu da mutlaka kontrol edilmelidir.

Kar Erimesi

  • Havza küçük bile olsa yağan yağmur miktarının eriyen karla birleşmesi ile sel meydana gelebilir.
  • Havzada kar olup olmadığı da dikkate alınmalıdır.

Set ve Barajlar

  • Haritanızı incelerken ve havzayı araştırırken doğal veya insan yapımı setlerin varlığını kontrol edin.
  • Kunduzların oluşturacağı bir set veya akıntı ile sürüklenip biriken ağaç parçaları yıkıldığında birden boşalacak bir su rezervuarı oluşturabilir.
  • Havza ağaçlık bir bölge olmasa da, kayaların kayması veya bitki yığınlarının da doğal bir set oluşturabileceğini göz ardı etmeyin.
  • İnsan yapımı setlerin yıkılma riski pek olmasa da, rezervuarın dolması veya akıntı yönünde suya ihtiyaç nedeniyle bilinçli olarak su bırakılabilir.
  • Barajdaki operatörle görüşerek bu ihtimali araştırabilir ve planlarınızdan onu haberdar edebilirsiniz.

Su Baskınını Fark Etmek

  • Tüm önlemleri almış olsanız da su baskınları sizi hazırlıksız yakalayabilir.
  • Kanyon içerisinde, potansiyel uyarı işaretlerinin farkına varmak kendinizi korumanız açısından önemlidir.
  • Su seviyesindeki veya akış hızındaki ani artışa dikkat edin.
  • Su ile taşınan kozalak, dal parçaları, yaprak gibi maddelerdeki artışa dikkat edin.
  • Suyun rengindeki ani ve beklenmedik değişikliklere dikkat edin.
  • Havadaki değişikliklere dikkat edin. Hem yağmurun hem de çamurun fark edilebilir kokuları vardır ve bir uyarı işareti olabilirler.
  • Su baskının sesi de şimşek gibi gürültülü bir kükremeye benzetilmektedir. Kurtulanlar ve görgü tanıkları en ölümcül su baskınlarını sudan bir duvarın kanyondan aşağı çarpması şeklinde tasvir etmişlerdir.

Ani Su Baskını Durumunda Yapılabilecekler

  • Tüm bu belirtilerin hiçbiri eksiksiz ve kesin değildir. Herhangi bir belirti olmadan da ani su baskını ile karşılaşabilirsiniz. Eğer bir uyarı alacak kadar şanslıysanız, elinizdeki kısıtlı zamanda oldukça hızlı hareket etmelisiniz.
  • Hemen yüksek bir zemin arayın.
  • Akıntıdaki bir dönemecin iç tarafında bir yükseltiyi tercih edin.
  • Çünkü merkezkaç kuvveti dönemecin dışına doğru suyu daha yukarılara taşıyacaktır.
  • Uygun bir yüksek zemini genellikle yoğun ve olgun bitki örtüsünden tanıyabilirsiniz.
  • Kanyon duvarlarındaki çizgiler ve erozyon da su yüksekliği konusunda size fikir verecektir.
  • Ağır bir çanta veya diğer malzemelerin sizi yavaşlatmasına izin vermeyin.
  • Hiçbir malzeme hayatınızdan değerli değildir; yükünüzü azaltın.
  • Selle gelen suların çekilmesini bekleyin.
  • Sel basmış bir kanyonda hemen ilerlemeye çalışmayın.
  • 24 saat, hatta daha fazla beklemeniz gerekebilir, sabırlı olun.
  • Eğer yüksek bir zemine ulaşamaz ve akıntı tarafından sürüklenmeye başlarsanız, sırtüstü dönüp ayaklarınızı akıntı yönünde uzatın.
  • Akıntı yönünde suyun hızından daha hızlı hareket ederek kaçamazsınız.

Yatay Geçiş

  • Sulu kanyonlarda, kanyon yapısında ilerlemeyi engelleyebilecek konumlardaki şelale, kaya vb. doğal yapılardan  geçerken kullanılan, akarsuyun akışı yönünde, yüzeye paralel atlayarak veya akış yönünü kesecek şekilde yapılan geçiştir.
  • Öncü, belirlenen güvenlik noktasına emniyet olmadan geçer ve sabit, yarı sabit veya hareketli emniyet hattı kurar.
  • Sabit emniyet hattı üzerindeki geçişte, ipin bir ucu öncü tarafından kurulan, diğer ucu ise gerideki sporcular tarafından kurulan istasyona bağlanır ve gereklilik durumuna göre hata bağlanarak veya bağlanmadan geçiş yapılır.
  • Yarı sabit emniyet hattı üzerindeki geçişte, ipin bir ucu sporcu tarafından kontrol edilir, diğer uç ise kurulan istasyona bağlanır ve gereklilik durumuna  göre hata bağlanmadan veya bağlanarak geçiş yapılır.
  • Hareketli emniyet hattı üzerindeki geçişte, ipin iki ucu da sporcular tarafından kontrol edilir ve gereklilik durumuna göre hata bağlanmadan veya bağlanarak geçiş yapılır.
  • Yatay geçişlerde emniyet genellikle öncü için alınır. Duruma göre ip öncüye bağlanır ya da bağlanmaz ve ip öncünün kontrolünde olur. Bağlanması durumunda, ipin rahat kontrol edilebilmesi için  yeterli miktarda boş ip bırakılmalıdır.
  • Geçişi emniyetli bir şekilde tamamlayabilmek  için ekibin birbirini çok iyi tanıması gerekir.

Yan Geçiş

  • Kuru veya sulu kanyonlarda,  kanyon yapısında ilerlemeyi engelleyebilecek konumlardaki şelale, kaya vb. doğal yapılardan  geçerken kullanılan, kanyon tabanı ya da sudan ayrılarak kanyon duvarından yapılan geçişlerdir.
  • Öncü ve diğer sporcular tarafından istasyon kurularak geçiş yapılır.

Güvenlik Noktası Belirlemek

  • Kanyon içerisinde ilerlerken dönüşlerin, şelale, çavlan veya akarsuyun görüşü engelleyebileceği durumlarda, tırmanılabilecek yükseklikte ve istasyon kurmaya elverişli  güvenlik noktaları belirlenmelidir.
  • Güvenlik noktası belirlendikten sonra, öncünün hangi emniyet geçişini kullanacağına karar verilir.
  • Su geçirmez çanta ipin bir ucuna bağlanarak diğer ucu da  istayona bağlı şekilde öncünün güvenlik noktasına ulaşması kolaylaştırılır.

Kişisel Sağlık Paketi

Gazlı Bez

Sargı Bezi

Pamuk

Bant

Su Geçirmez Yara Örtüsü

Bandaj

Serum ve Seti

Yara Bandı

Oksijenli Su

Antiseptik Çözelti

Boyunluk

Atel

Şırınga

İlk Yardım

HİPOTERMi

37°C olması gereken normal vücut sıcaklığının, 35°C altına düşmesi halinde meydana gelen rahatsızlıktır. Vücut sıcaklığının düşme nedeni,  vücuttaki ısı üretiminin ısı kaybından daha  az olmasıdır.

  • Soğuk suda uzun süre kalma, rüzgar koridorlarında bekleme, ortam ısısının düşüklüğü, açlık, susuzluk, fiziksel ve mental zayıflık kanyonlarda hipoterminin oluşmasına sebebiyet verir. Sporcu, kanyon ortamıyla ısı alışverişine girer yani ortam sıcak ise vücut ısınır, soğuk ise üşür. Bu yüzden sulu kanyonlarda koruyucu olarak neopren (dalış) elbise giyilir. Neopren elbise olmadan bu sulara girilirse, vücut suya hızla ısısını verir, ısı kaybı başlar ve sıcak havalarda bile uzun süre suda kalındığında üşüme gerçekleşir. Fiziksel aktivitilerde üşüyen her sporcu, yaşayacağı hareket zorluğunun yanı sıra, iniş için beklerken  daha da üşüyecektir. Giyilecek neopren elbisenin kalınlığı bekleme süresi de düşünülerek seçmelidir.
  • Vücut ısısı, baş ile boyundan %70, bileklerden ise %10 kaybedilir. Vücutta genel ısı kaybı meydana geliyorsa, sinirler damarları bloke ederek kanı hayati olan iç organlara çeker. Kanyon ortamının ısısı -10°C altına düştüğünde ise soğuk, sinirlerin işlevini yitirmesine neden olur ve yüzeye giden kana izin verir. Bu aşamada kişi kendini ısınmış zanneder ve titreme kaybolur. Yüzeye gelen kan, kılcaldamarlar yoluyla hava ile daha fazla temas edeceğinden ısı kaybı daha fazla artar. Yüzeyde soğuyan kan, iç organlara geri döndüğünde onların da ısısını çalar. Bu döngü bir yerde engellenmezse eğer kişi komaya girip ölünceye kadar devam eder.
  • Hipotermi gelişimi sırasında kalp önce hızlı atar, zamanla yavaşlayarak vücuda yeteri kadar kan pompalayamamaya başlar.
  • Daha fazla kan gelmesi veya doğrudan soğuğa maruz kalma sonucu  böbrekler idrar oranını arttırır.
  • Merkezi sinir sistemi de etkilendiği için yürürken tökezleme, düzgün konuşamama gibi durumlar ortaya çıkar.
  • Hipotermi, insanın verimli bir kan dolaşımı olmadan yaşama süresini (nörolojik bir zarar görmeden) arttırmasına rağmen, bu süre yaklaşık bir saatle kısıtlıdır.
  • Vücut sıcaklığı koltuk altından alınmalıdır ve şiddetli hipotermiye girmiş hastalar, kendi vücut ısılarını üretemez hale geldikleri için  bir dış ısı kaynağıyla ısıtılmalıdırlar.
  • Teorik olarak en etkili ısıtma vücudun merkezini ısıtmaktır. Böylece ilk ısınan organlardan biri kalp olacak ve fibrilasyon (kasın düzensiz şekilde titremesi) önlenebilecektir fakat edinilen tecrübeler, kalbi düzenli çalışan kişiler için yüzeyden ısıtmanın da etkili olduğunu göstermiştir.
  • Ventriküler fibrilasyona (kalp ritmindeki düzensizlik ve ritim hızının yüksekliği, sıklıkla değişmesi) girmiş şiddetli hipotermik bir hasta 1 saat içinde hastaneye ulaştırılamıyorsa durumu oldukça ümitsizdir.
  • Hipoterminin farkına varmanın yolu, hipotermi riskinin ve ne kadar hızlı oluşabileceğinin bilincinde olmaktır.
  • Hipotermi ile karşılaşabilme riski yüksek, soğuğun olumsuz etkilerine karşı hassasiyet gösteren rahatsızlıklar; şeker hastalıkları, hipotroid, alkolizm, beslenme bozukluğu ve antidepresan ilaç kullananımıdır.

Her kanyon sporcusu kendisinden olduğu kadar badisinden de sorumludur. Hipotermiye karşı dikkatli olunmalı, gözlenmeli ve “bana birşey olmaz” düşüncesi ile hareket edilmemelidir. Eğer çok fazla üşüyorsanız badinize ve sorumlu kişilere kesinlikle çekinmeden söyleyiniz çünkü kanyon içerisinde erken müdahale çok önemlidir.

Hipotermiye Karşı Sporcunun Alabileceği Önlemler

  • Kanyon içerisinde hareketsiz kalmamak.
  • Yüksek enerji veren bal, pekmez veya reçel gibi karbonhidratlı besinler tüketmek.
  • Bol sıvı tüketimi ve alkol kullanmamak.(Alkol kılcal damarların genişlemesine neden olup önce sıcaklık verse de, kanyon içersinde vücut soğuk ile karşılaştığında ısı kaybını arttıracağı için hipotermiyi kolaylaştırır.)
  • Kanyona girmeden önce büyük tuvalet ihtiyacı giderilmeli, küçük tuvalet ihtiyacı giderilmemelidir. (Geçiş esnasında idrar sayesinde ısı elde edilebilir.)
  • Uzun vadede fiziksel olarak antrenman yapmak ve mental açıdan hazırlanmak.

Hiptermiye Karşı Vücudun Aldığı Önlemler

Vücut ısı kaybını titreme ile dengelemeye çalışır. El ve ayaklardan kan dolaşımını azaltarak, iç organları korumak için kanı çeker.

Isı Kayıp ve Kazanım Mekanizması

Radyasyon 

Normal bir ısıda vücudun en çok ısı kaybettiği yol olan radyasyon, bir tür direkt enerji aktarımıdır. Çevre sıcaklığının tenin yüzey ısısından farklı olduğu durumlarda, vücut radyasyon yoluyla ısı kazanır ya da kaybeder.

  • Isı kayıbı; ten, atmosfer ve diğer objelerin arasındaki ısı farkından oluşur.
  • Dış çevre soğudukça, radyasyon yoluyla kaybedilen ısı da artar.
  • Sıcak havalarda, radyasyon yoluyla ısı kaybedilememesi sıcaktan kaynaklanan rahatsızlıklara sebep olabilir.
  • Giysilerin radyasyon yoluyla ısı kaybına etkisi çok azdır. Isı radyasyon yoluyla önce giysiye daha sonra da atmosfere geçer.
  • Radyasyon ısı kaybı, sadece çok soğuk havalarda (-29°C /-35°C) önem kazanır ve eğer giyim ya da diğer yollardan kaybedilen ısı azaltılırsa bu sıcaklıklardaki radyasyon ısı kaybı önemini yitirir.

Buharlaşma

Terleme çok soğuk havalarda bile az miktarda devam eder ve hissedilmez. Bu hissedilmeyen ter, tenimizin üzerinden buharlaşır ve her santimetreküpü, içinde 575 kaloriyi beraberinde götürür. Ayrıca nefes aldığımız havanın ısıtılması ve nemli hale getirilmesi için de ısı kaybedilir.

Normal sıcaklıklarda, vücut ısımızın %20 ile %30’u buharlaşma yoluyla atılır ve bu buharlaşmanın 2/3’ü de derimizde olur.

Isı Yayımı (Konveksiyon)

Tenimize temas eden hava tenimizin sıcaklığı ile ısınır. Bu ısınmış hava, soğuk hava ile yer değiştirdiğinde  soğuk hava da tekrar ısınır. Havayı ısıtan enerji vücuttan geldiği için, hava değişimi gerçekleştikçe ısı kaybedilir. Konvektif ısı kaybı sürekli devam eden bir şeydir ama normal sıcaklıklarda bu kayıp önemsenmeyecek kadar küçüktür. Çok soğuk bir havada, havayı ısıtmak için daha fazla enerji gerekeceği için ısı kayıbı fazladır. En yüksek ısı kayıbı ise, havanın hafif bir esinti ile, tene temas eden sıcağı sürekli soğuğa dönüştürmesi ile olur.

Kondüksiyon

Vücudumuzdan daha soğuk  bir iletkene temas ettiğimiz zaman da ısı kaybederiz. Su iyi bir iletkendir ve sulu kanyonlarda hipotermi vakalarının çok sık karşılaşılan sebeplerinden biri;  kondüktif ısı kaybıdır.

Kondüktif ısı kayıbının tek başına hipotermiye sebep olduğu nadir görülür. Diğer ısı kayıplarıyla birleştiğinde hipotermi oluşturma riski daha yüksektir.

Vücudun Isı Kaybetme Yolları

Işıma

Farklı sıcaklıklardaki yüzeylerin elektromanyetik dalgalar aracılığı ile birbirlerine ısı transfer etmesidir. Vücuttan bu yolla transfer edilen ısı miktarını belirleyen faktörler, çevredeki soğuk yüzeylerin sıcaklık dereceleri ve vücudun bunları görüş açısıdır.

Işıma yolu ile ısı kaybı, toplam ısı kaybının % 55’ini oluşturur.

İletim

Maddelerin doğrudan teması sonucunda, ısının moleküler seviyede transferidir. Etkileyen faktörler temas edilen yüzeyin sıcaklığı,  malzemelerin niteliği ve kalınlığıdır.

  • Vücut sıcaklığından daha soğuk maddeler Karabina, Atc, Sekizli, Ekspres, Jumar, Çekiç, Bolt Takımı vb teknik malzemelerdir.
  • Kayalara oturmak da iletim yolu ile ısıyı azaltır.
  • Su; ısıyı havadan 25 kat daha fazla ilettiği için, sulu kanyonlarda sürekli kayıp yaşanmaktadır.
  • İletim yolu ile ısı kaybı, toplam kaybın %15’ini oluşturur.

Taşınım

Vücudumuz sabit durumda katı bir cisimdir, daha soğuk ve akışkan olan rüzgar vücuttan ısıyı alıp götürür. Mümkün olduğu kadar kanyon içerisindeki rüzgar koridorlarından korunulmalı ve bu koridorlarda beklenmemelidir. Vücuda yaklaşan moleküller ısınır ve başka moleküllerle yer değiştirerek uzaklaşır.

Terleme

Fazla ısıyı atmak için vücudun suyu buharlaştırıp dışarı atmasıdır. Kontrol edilemeyecek derecede ısı kaybedilir. Terleme yolu ile ısı kaybı, toplam kaybın %25’ini oluşturur.

Solunum

Havanın akciğerlere girdiğinde ısınarak, dışarıya yüksek bir nem oranıyla atılmasıdır. Kontrol edilemeyecek derecede ısı kaybedilir. Toplam ısı kaybının %5’ini oluşturur.

Hipotermide Kesinlikle Yapılmaması Gerekenler

  • Kazazede hemen çok sıcak bir yere alınıp, birden ısıtılmamalıdır.
  • Doğrudan ateşe ya da herhangi bir ısı kaynağına maruz bırakılmamalıdır. Sıcak su doldurulmuş plastik şişe kullanılmamalıdır.
  • Kazazedenin vücudunda herhangi bir yer ovulmamalı ve masaj yapılmamalıdır.
  • Sigara ve alkolden uzak tutulmalıdır.
  • Bilinci açık değilse sıvı içirilmemelidir.
  • Bandaj yapılmamalı, cilde krem, merhem veya jel sürülmemelidir.
  • Tüm vücut aynı anda ısıtılmamalıdır.
  • Hipotermik kazazedenin olay yerinde tamamen ısıtılmasına çalışılmamalıdır. Tekrar tamamen ısıtmak, hastane ortamında bile güçtür ve kalp atışında ciddi boyutta bozukluklara neden olabilir. Bu bozuklukları olay yerinde kontrol altına alabilmek mümkün değildir.

Hafif Hipotermi

Sporcunun ısı kaybı başladığında vücudun standart ısı seviyesi düşer ve 32-37°C arasındadır.

  • 37-35°C arası üşüme hissi, titreme, deride hissizlik, el ve ayakların acıması, sayıklama, kas koordinasyon zayıflığı oluşacağı için ellerle hassas işleri yapmada zorlanma, böbreklere giden kan ve idrarda artış gerçekleşir.
  • 35-34°C arası akıl karışıklıkları, aşırı duyarlılık, kayıtsızlık, saçmalama, kişilik değişiklikleri, fiziksel güçsüzlük, kan basıncında yükselme, nabız ve solunumda hızlanma, konuşma ve düşünmede yavaşlama meydana gelir.
  • 34-32°C arası kas koordinasyonunda daha da  azalma, tek başına yürüyememe, ayakta durmakta güçlük çekme, tökezleme, ellerini kullanmakta zorlanma, hafıza kaybı, bir  şeylerin ters gittiğini reddetme, eller ve ayaklardaki acıma hissinde artış gerçekleşir.

Hafif hipotermi belirtileri doğru müdehale ile giderilen sporcular tekrar soğuğa maruz kalırlarsa yeniden hipotermiye girmeleri kolaylaşacaktır.

Hafif Hipotermide İlk Yardım

  • Kazazede kuru bir yere getirilmeli ve hava koridorundan korunmalıdır.
  • Kazazede  yatar pozisyonda tutulmalıdır.
  • Neopren (Dalış) elbiseleri ile iç çamaşıları çıkarılmalı ve kurulanmalıdır.
  • Yüzük, saat, künye, kolye ve piercing gibi takılar çıkarılmalıdır.
  • Üst üste kuru giysiler giydirilmeli, baş ve boyun bölgesi iyice kapatılmalıdır.
  • Termal battaniye ile sarılmalıdır.
  • Ilık ve tatlı içecekler yudum yudum içirilmelidir.
  • Karın, göğüs, boyun, koltuk altları ve kasıklar ısıtılmaya çalışılmalıdır.
  • Hareket ettirmeye çalışılmalıdır.

Şiddetli Hipotermi

Sporcunun vücut sıcaklığı 32°C altına düştüğünde meydana gelir. Şiddetli hipoterminin gerçekleşip gerçekleşmediğine,  vucüt sıcaklığından çok fiziksel ve ruhsal durumunu dikkate alarak karar vermek daha doğru olabilir.

  • 32-30°C arası titremede yavaşlama daha sonra durma, , kas koordinasyon kaybı ve kaslardaki sertleşmeden ötürü yürüyememe, ayakta duramama, tutarsızlık, beyinsel fonksiyonlarda kötüleşme, soğuğa karşı korunma ihtiyacı duymama ve mantıksız davranışlar gerçekleşir.
  • 30-28°C arası kaslarda şiddetli sertleşme, yarı baygınlık, göz bebeklerinde büyüme, kalp atışları ile solunumda belirsizlik, bilinç kaybı sırasında hissettiği sıcaklıktan ötürü üzerindeki her şeyden kurtulma ihtiyacı ve kan basıncında düşme meydana gelir.
  • 28-20°C arası tam bilinç kaybı, baygınlık ve her hangi bir uyarıya tepkisiz durumdadır.
  • 20°C civarlarında kalp donmadan dolayı durur ve ölüm gerçekleşir.

Hipotermik sporcular, yaşıyor oldukları halde ölüm halinin tüm belirtilerini gösterebilirler. Ölümün gerçekleşip gerçekleşmediğini anlayabilmek için önce sporcuyu ısıtmamız gerekmektedir. İlk anda öldüğü sanılan birçok hasta, hastanede vücut ısıları normale döndükten sonra hayata dönmüştür.

Şiddetli Hipotermide İlk Yardım

  • Kazazede mümkün olduğu kadar hareket ettirilmemelidir.
  • Kazazedenin ABC’si (hava yolu açıklığının değerlendirilmesi, solunum (bak-dinle-hisset) ve dolaşımın sağlanması) kontrol edilmelidir.
  • Hava yolları kontrol edilmeli gerekirse suni solunum yapılmalı fakat kalp masajı yapılmamalıdır.
  • Uzuvlara bakılarak frozbit (donma) olup olmadığı tespit edilmelidir.
  • Kazazedelerin neredeyse hepsi dehidredirler (susuz kalma) ve serum takılmalıdır.
  • Kazazede bu devrede dış ısı kaynaklarıyla ısıtılabilir.
  • Hipotermik bir kalp, ventriküler fibrilasyona (kalp ritmindeki düzensizlik ile hızının yüksek ve sıklıkla değişmesi) aşırı derecede yatkındır. Kazazede mümkün olduğunca ısıtılıp, kanyondan çıkartılarak  hastaneye götürülmelidir.

 

DEHİDRASYON

Kanyon içerisinde sürekli hareket halinde olunduğu ve zorluk derecesi yüksek yerlerden geçilirken adrenalin salgılandığı için vücudumuzun su kaybetmesi olağandır.

Vücudun %60’ı sudur ve yaşamımız için önemi çok büyüktür. İnsan vücudu normal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için suya ihtiyaç duyar. Vücudunuz aldığınız sıvı miktarından daha fazlasını kaybederse dehidratasyon ortaya çıkar. En basit tanımı; vücudun sıvı kaybetmesidir. İnsan vücudu susuz kaldığında, kullanılabilir suyu yeniden dağıtır ve düzenler.

  • Şiddetli dehidratasyon sırasında vücutta oluşabilecek rahatsızlıklardan biri, kalbe kan pompalanması esnasında gerçekleşir. Kalp damar sistemi kapalı bir sistem olmakla beraber kalp hücrelere kanı ve kandaki besin maddelerini ulaştırabilmek için belirli bir basınçta kanı pompalamaktadır. Vücut dehidrasyona girdiğinde, kandaki çözücü madde olan su azalır ve bu kanın hacmen azalması anlamına gelmektedir. Esnek olan kan damarları, damarlarda boşluk kalmaması için vücudun kendini korumaya almasını sağlar ve damarları daraltır. Eğer damarlarda boşluk kalacak olursa kan gazları bu boşlukları dolduracak ve damarların içinde hava kabarcıkları dolaşacaktır ki bu durum ölümcül sonuçlar doğuracaktır.
  • Kan damarlarının daralması neticesinde kalp hücrelere kanı ulaştırabilmek için daha yüksek basınçta kan pompalamak zorunda kaldığı için hipertansiyon da ortaya çıkabilmektedir.
  • Dehidratasyon’un neden olduğu diğer bir rahatsızlık ise, akciğerde meydana gelir. Su alımını arttırmak için susamayla beraber susuz kalmış vücutta kullanılabilir suyun dağıtımı başlar. Her nefes verişimizde, akciğerlerimizden verdiğimiz hava ile birlikte vücut su kaybetmektedir. Akciğerlerdeki hava keseciklerinin duvarları çok incedir ve nemli kalabilmek için her zaman suya ihtiyaç duymaktadırlar. Dehidratasyona giren vücutta, akciğerlerdeki hava kanalları daralarak su kaybını engellemeye çalışmakta (bu daralma vücudun kendini koruma işlevidir) ve sonrasında astım rahatsızlığı gelişebilmektedir.

Hipotonik Dehidratasyon

Tuz kaybı su kaybından fazladır. Kaybedilen sıvının birleşimi (yani tuz veya su oranı) çeşitli hastalıklara göre değişir.

Hipertonik Dehidratasyon

Su kaybı tuz kaybından fazladır.

İisotonik Dehidratasyon

Her ikisinin de eşit miktarda kaybedilmesidir.

Dehidrasyona neden olan durumlar nelerdir?

  • Urinasyon (İdrar çıkarma)
  • Kusma veya diyare (ishal)
  • Terleme
  • Solunum özellikle hızlı hızlı nefes alıp verme
  • Sıcak veya nemli havalarda aşırı yorulmak
  • Ateş

Dehidrasyon belirtileri nelerdir?

  • Susuzluk
  • Kuru ve sıcak ten
  • Az miktarda koyu sarı idrar
  • Halsizlik
  • Baş ağrısı
  • Enerji azlığı
  • Yoğun tükürük salgısıyla beraber, ağızda ve dilde kuruluk
  • Gözyaşının çok az olması veya hiç olmaması

Dehidrasyon en çok kimlerde görülmektedir?

  • Ateşi olan kişiler
  • Sıcak havalarda dışarıda bulunan kişiler
  • Kan şekerinin yüksek olması sebebiyle çok fazla idrar yapan diyabet hastaları
  • Yaşlılar

Dehidrasyon nasıl önlenir?

Hafif ve orta şiddetteki dehidratasyonlarda genellikle daha fazla sıvı içerek durum düzeltilebilir ama ciddi dehidratasyon durumlarında acil tıbbi tedaviye ihtiyaç duyulur. Aslında en uygun yaklaşım dehidratasyonu meydana gelmeden önlemektir.

  • Sıcak havalarda, hastalık veya egzersiz sırasında sıvı kaybına dikkat edilmeli ve kaybedilen sıvıları tekrar almak için yeterli miktarda sıvı tüketilmelidir.
  • Günde kilogram başına 30-35 ml su içilmesi gerekmektedir.

Unutulmaması gereken diğer bir husus da, çeşitli sosyal alışkanlıklar neticesinde sürekli içtiğimiz çay, kahve, gazlı içecekler vücutta diüretik etki göstermekte, yani içtiğiniz hacmin 2-3 katı
kadar vücuda su kaybettirmektedirler. Bu tip içecekler içmeye devam ettiğimizde su tüketimimizi artırmamız gerekmektedir.

Kamp

Şehrin bizi içine hapsettiği gürültülü ortamından uzaklaşmak için en rahat yoludur doğayla buluşmak. Doğa ile buluşmak yaşadığımız toprakların da öğretmesi ile ilk olarak pikniklerle,kısa doğa yürüyüşleri ile başlar. Ancak günübirlik bu doğa ile kavuşma seansları bünyemize yetmez ve daha fazlasını isteriz. Artık zehri vücudumuza almışızdır. Doğada daha fazla kalma isteği zamanla geceyi milyonlarca yıldızın altın geçirme fikri ile olgunlaşmaya başlar. Ancak şehir hayatı sayesinde bir yanlış vardır ki o da vahşi doğada gece kalmak hayvan,soğuk vs tehlikelerden dolayı hep korkulan bir eylem olmuştur. Ancak bir kez yıldızlar altında konaklayan kişi farkedecektir ki şehir hayatı daha tehlikeli ve ucuz yaşamla çevrilidir. Doğaya karışırken,gerek ekstrem doğa sporları yaparken, gerek kamp atarken gerekse küçük trekking gezilerinde unutmamamız gereken ilk kural doğa ana bizden herzaman güçlüdür ve biz onunla mücadele etmiyoruz sadece varlığına zarar vermeden ona eşlik ediyoruz.

 

KAMP HAYATINI BİRKAÇ BAŞLIK ALTINDA TOPLAMAK GEREKİRSE;

 

1) Kamp hayatına ilk adımı atarken dikkat etmemiz gereken ve hayati önemler taşıyacak kurallar vardır.

*Yürüyüşleriniz esnasında daha önce kullanılmış, mevcut patikalardan faydalanın. Kestirme ve yeniyollar yaratmayın.

*Mümkün olduğunca ve her zaman daha önce kamp yapılmış alanları kullanın.

*Tuvalet ihtiyaçlarınızı su kaynakları, patikalar ve kamp yerlerinden uzakta giderin.

*Ateş yakmak yerine bir ocak kullanın. Ateş yakmanız gerekiyorsa da daha önce yakılmış yerleri kullanın. Ateşinizin söndüğünden emin olmadan da kamp yerinden ayrılmayın.

*Temizlik ihtiyaçlarınızı su kaynaklarını ve kamp alanını kirletmeyecek şekilde ve çevreye zarar vermeyecek maddeler kullanarak yapın.

*Çiçekler, çimenler ve diğer bitki örtüsünü, kayalar ve çevre dokusunu bozacak, zarar verecek eylemlerden uzak durun.

*Vahşi yaşama hiçbir şekilde müdahale etmeyin. Çevredeki hayvanları kendi haline bırakın kesinlikle beslemeyin.

*Sadece kendi çöplerinizi değil, tüm ekibin hatta sizden önce bırakılanları da bir çöp torbasında toplayıp şehre kadar taşıyın. Eğer taşımanız mümkün değilse son çare olarak çöpleri yakarak imha edin.

 

2) Kamp yeri seçiminde dikkat edilmesi gerekenler.

*En güzel kamp yeri bir ormanın ortasında, ağaçların seyreldiği meydanın ağaçlara yakın kısmıdır.

*İçme ve kullanma sularına yakın olmalıdır. Ancak suyun az bulunduğu bir bölgede iseniz kaynak kampınıza çok yakın olmamalıdır. Civardaki vahşi hayvanlar susuzluğa bir müddet dayanırlar, sonra her şeyi göze alarak su içmek için kampın ortasına kadar gelirler.

*Kamp yeriniz kurumuş dere yatakları, vadi tabanları gibi çukur bir alanda olmamalıdır. Çok güçlü olarak gelebilecek suların biriktiğinde göl altında bırakmayacağı bir alan olmalı.

*Bir tepenin eteğinde olmamalıdır. Tepeden birden bire bir nehrin geldiğini, kocaman yuvarlak bir kayanın yuvarlandığını hayal edin, bunlar çadırınıza kadar gelememelidir.

*Dümdüz bir alanda kamp kurulmaz, biraz eğimli olmalıdır. Devamlı sağanak yağmur yağabileceğini düşünün. Böyle durumlarda düz alan su altında kalır.

*Ağaçların altında olmamalıdır. Ağaçların üstündeki, kurumuş ve ya kırılmış dalların bir rüzgârda çadırınızın üstüne düşmesi söz konusudur. Ayrıca yağış dursa bile ağaç altlarında bir müddet daha devam eder. Çadırınız rutubetten kurtulamaz.

*Tam tepe noktalarda, Selvi gibi uzun ve tek ağaçların dibinde olmamalıdır. Bu gibi yerler, şiddetlirüzgâr alır, yıldırım çekebilir.

*Rüzgâra açık alanlarda olmamalıdır. Yöredeki hâkim rüzgârları yerlilerinden öğreniniz. Eğer hâkim rüzgâra açık bir alanda kampınızı kurarsanız, ateş yakamazsınız, yemek pişiremezsiniz.

*Bataklık arazilere yakın olmamalıdır. Bataklıklar, rutubet, sinek, yılan gibi özelliklerini kendisinden kilometrelerce ötelere kadar iletebilir.

*Yerleşmelere yakın olmamalıdır. Biz doğaseverler tabiatta zararı, vahşi hayvanlardan değil genellikle insanlardan görürüz. Yerleşmelerdeki sarhoşları, hırsızları, unutmayın.

*Kış kamplarında, çığ tehlikesi olmayan yerler seçilmelidir. Tepe eteklerinden, yalçın kaya diplerinden uzak durulmalıdır.

*Kış kamplarında rüzgarsız yerler seçilmemelidir. Yaz kamplarının tersine, kış kamplarında rüzgâr, aranan bir faktördür. Rüzgâr alan yerlere kar yığılmaz, hatta yağan kar bile uçup gider. Rüzgarsız yerlere ise rüzgârın taşıdığı karlar bile gelip yığılır.

*Çadır kurulacak zemin kayalık olmamalıdır. Zemindeki engebeler, dikenler, taşlar, kayalar geceleri ıstıraba sebep olur. Zeminin tercihen, çimenlik olması lâzımdır.

 

3) Kampa giderken hangi malzemeler ve giysiler götürülür

Doğa sporları giysi ve malzemeleri, özellikleri ve seçenekleri oldukça fazla olan bir çeşitliliğe sahiptir.

Önemli olan, bu seçenek zenginliği içinde aradığınız bulmak değil, sizi kuru, konforlu ve güvende olmanızı sağlayacak malzemeleri seçmenizdir. İşte doğada kalmaya karar verdiyseniz, yanınıza bulunması gereken örnek bir malzeme listesi;

*Su geçirmeyen bir sırt çantası,

*Mevsime uygun ve hafif bir çadır,

*Mat ve uyku tulumu,

*El feneri, pil ve yedek pil (pillerin kuru kalmasına dikkat edin)

*Mutfak malzemeleri ve kamp ocağı

*İlk yardım seti

*İp, Kamp bıçağı ve çakı

*Düdük, pusula ve harita

*Tuvalet kağıdı, Sabun, ve nemli ayakla yatmamak için Ayak pudrası

*En az 1 litrelik Matara

*Çeşitli sağlam poşetler ve kişi başı 1 adet battal boy çöp poşeti

*Yağmurlu havalar için yağmurluk ve büyük boy kalın muşamba

*Magnezyum çubuğu, Kibrit ve Çakmak

*Ayakkabı ve giysiler

*Havlu veya mikrofiber bezler.

*Cep telefonu, güneş enerjili şarj aleti ve varsa telefonun yedek pili.

*Dikiş seti (iğne iplik yedek düğme)

*Nemli odunları tutuşturmak için jel veya sıvı tutuşturucu

*soğuk havalar için sıcak su torbası.

 

4) Çadır alırken dikkat edilecekler

Kullanılan malzemeye göre kamp çadırları, hacmi arttıkça ağırlığı da o oranda artar. Dolayısıyla, eğer kamp alanına araçla değil de yürüyerek ulaşacaksanız, sırtınızda taşıyacağınız her gram yorgunluğunuzu artıracaktır. Kamp alanına ulaşmak için uzun bir yürüyüş sizi bekliyorsa sırtınızda (bazen de elinizde) 3-4 kiloluk bir çanta taşımak bir süre sonra keyif değil, azap olmaya başlayacaktır.

Tabii soğuğa dayanıklı çadırlar da haliyle, yazlık veya 3 mevsim çadırlardan ağırdır. Fakat bu ağırlığa katlanmak, gece boyu titremekten daha çok tercih edeceğiniz bir külfet olmalı. Önce sağlık! “Doğru etkinliğe – doğru malzeme” ilkesini aklınızda bulundurarak, hangi mevsimde kampa gidecekseniz, ona uygun bir çadır alışverişi yapmanızda fayda var. “En iyisi olsun, her koşulda kullanayım” deyip, pahalı ve ağır bir 5 mevsim ekspedisyon çadırıyla ilk baharda kamp yapmak ne kadar doğru olmayacaksa, “ucuz ve hafif” olsun deyip ince bir 3 mevsim çadırıyla yağmurlu (veya karlı) geçmesi muhtemel kamplara da gitmek tehlikeli ve sağlıksız olacaktır. Kamp çadırları malzeme ve kişi sayısına göre de sınıflandırılırken ana sınıflandırma kriteri mevsim ve hava koşullarına göre yapılır.

 

Çadır çeşitleri;

MEVSİM ÇADIRLARI En popüler çadırlardır. Yükte hafiftirler. İlkbahar, yaz ve sonbahar aylarında konforlu bir kamp deneyimi sunarlar. İç – dış tenteli veya yalnızca tek tenteli modelleri bulunur. İki tenteli modeller istenirse çok sıcak akşamlarda yalnızca iç tente ile birlikte kullanılabilir. Böylece serin bir gece geçirmek, yıldızları izlemek ve aynı zamanda sivrisinek ve böceklerden uzak durmak mümkün olur. Tek tenteli modellerde hava akımı az olacağından içerideki sıcaklığın artmasına sebep olur ve bazı yaz akşamlarında konforsuz bir gece geçirmenize sebep olabilirler. Ayrıca -içinde tül katmanı olmayan- tek tenteli çadırlarda çadırda kalanların nefeslerinin yoğunlaşmasıyla iç kısımlarda “terleme” dediğimiz ıslaklıklar oluşur. Dar alanlı çadırlarda malzemeleriniz, eliniz – kolunuz çadırın iç kısmına dokunduğunuz anda ıslanır ve rahatsız edici olabilir. Bu çadırlar ilkbahar ve yaz yağmurlarında sizi kuru tutar.

MEVSİM ÇADIRLARI Üç mevsim çadırların geliştirilmiş hali olarak düşünebiliriz. Rüzgâr, yağmur ve kara karşı daha dayanıklıdırlar. Nispeten sert hava koşullarında kullanılabilirler. Bu çadırlarda daha sağlam ve su geçirmez kumaş, sağlam poller ve daha kalın taban kumaşı kullanılır.

MEVSİM ÇADIRLARI Bu çadırlar her türlü hava koşuluna dayanacak şekilde tasarlanmıştır. En sert rüzgârlar, şiddetli kar ve yağmurda dahi güvenle kalabileceğiniz çadırlardır. Daha sert poller, daha kalın kumaş kullanıldığından, haliyle, diğer çadırlara göre daha ağırdırlar.

 

Gelin özetleyelim;

Kamp çadırı seçerken; Doğru hacimde,Doğru mevsime göre,Taşıyabileceğimiz ağırlıkta (!) bir ürün seçmeye dikkat edeceğiz. Kamptan keyif alabilmemiz için sağlığımız da yerinde olmalı. Kamp malzemelerinin belki de en önemlisi olan kamp çadırı, taşırken çileye dönüşmemeli ama içine girdiğinizde de ihtiyaçlarınıza uygun olmalıdır.

 

5) Uyku tulumunda sıcak kalmanın koşulları

*Tuluma girmeden önce tulumunuzu silkeleyerek iyice kabarmasını sağlayın. Bildiğiniz gibi ısı yalıtımını sağlayan şey durağan havadır ve tulumunuzun içindeki yalıtım malzemesi ne kadar iyi kabarırsa o kadar iyi yalıtım sağlar.

*Mutlaka iyi bir mat kullanın. Matınız yetersiz ise o zaman yedek giysi ya da çantanızla matınızın altına takviye yapın. Soğuk bir zemine temas ederek ısı kaybediyorsanız tulumunuzun iyi olması bir şey ifade etmeyecektir.

*Tuluma girmeden önce kuru giysiler giyin. Yürüyüş sırasında giydiğiniz hafif nemlenmiş giysi ya da çoraplarla uyumak ısı kaybınızı büyük ölçüde arttıracaktır.

*Uyku tulumunuzu kuru tutun. Faaliyet sırasında fırsatınız oldukça tulumunuzu havalandırarak kurumasını sağlayın. Çanta içinde tulumunuzu mutlaka su geçirmez bir torba içinde saklayın.

*İyi bir akşam yemeği vücudunuzun gece boyunca enerji seviyesini koruyabilmesi için çok önemlidir.

*Sıvı alın. Su olmadan vücudunuz yediğiniz şeyleri kullanılabilir enerjiye çeviremez.

*Tulumun boyutunun size uyduğundan emin olun. Gereğinden büyük bir tulum içerisinde ısıtmanız gereken durağan hava daha fazla olacaktır.

*Tuluma girmeden önce yapacağınız hafif bir yürüyüş tuluma girdiğinizde sıcak olmanızı sağlar. Bu sırada terlememeye özen göstermelisiniz.

*Tulumun içinde fazla boşluk varsa giymediğiniz polar gibi giysilerinizi tulumun içine alıp boş alanları doldurabilirsiniz.

*Aşırı soğuk koşullarda tulumun içine ilk girdiğinizde ısınabilmek için su geçirmez bir kap veya varsa sıcak su torbasına sıcak su koyarak tulumun içine alabilirsiniz. Eğer bu alternatifiniz yoksa ateş etrafını çevrelediğiniz taşlardan birini bir polar veya havluya sararak tulumunuzda ayak ucunuza koyabilirsiniz.

* Çadır içerisinde tek kalınması çadırın iç ısısını düşürecektir. Çok soğuk durumlarda ışıma ile ısı kaybını ortadan kaldırmak için alüminyum battaniyeye sarınmalı veya alüminyum mat kullanılmalıdır.

 

ÖNEMLİ NOTLAR:

Çakı ve çok amaçlı kürek gibi pek çok farklı işlevde kullanılabilecek araçlar elbette büyük fayda sağlıyor. Fakat bu aletlerin olabildiğince kaliteli ve sağlam olanlarını tercih etmeliyiz. Bir fonksiyonunu kullanırken kırılan bir alet, diğer fonksiyonlarını kullanmanızda da engel çıkaracaktır. Söz konusu doğa’da geçirilecek hayat idame durumlarıysa, masraftan kaçmak doğru olmayabilir.

Tok tutan ve enerji veren hafif bayatlamayan peksimetlerdir. Enerji verir. Tok tutar. Biz bunları şu şekilde hazırlayabiliriz: Bir parmak kalınlığında dilimlediğimiz ekmekler ızgara veya fırında renkleri dönene kadar kızartılır.İnce bir kat tereyağı sürüp üzerine tuz ve kekik ekilir.Tere yağını iyice emen ekmekler hava almayacak poşetlere konulur. Bu şekilde hazırlanan ekmekler bayatlamadan 3-4 gün boyunca kullanılabilir.

 

KAMPLAR İÇİN Bİ KAÇ İPUCU

* Çadır zeminini köpük malzemeyle kaplayabilirsiniz Çadırınızı kurduktan sonra içeri girince farkettiğimiz çıkıntılar veya ufak çakıllar sırtımızı rahatsız eder. Hem bunlardan korunmak hem de mat’a ilave olarak ikinci bir yalıtım malzemesi olarak köpük zeminleri kullanabilirsiniz. Çok hafif olan bu malzemenin maliyeti de oldukça düşük.

* Su bidonundan dev gece lambası yapın. Kafa fenerinizi su dolu bir plastik bidona, ışık kısmı içeri bakacak şekilde takın. Çadırınızın içinde veya kamp alanınızda kuvvetli ve yumuşak bir ışığınız olsun.

* Tek kullanımlık mini diş macunu, antibiyotik krem veya baharatlığınızı kendiniz hazırlayın. İstediğiniz boyda tek kullanımlık, az yer kaplayan kaplar yapabilirsiniz. İki ucunu yakarak mühürleyeceğiniz pipetlerin üzerine de (eğer pipetiniz şeffaf değilse) içindeki malzemenin ne olduğunu cam kalemiyle yazabilirsiniz. Böylece hem yerden tasarruf etmiş, hem de baharat gibi malzemelerinizin ıslanmamasını sağlamış olursunuz. Aynı teknikle, pipet içine kibrit, acil durum ilaçları gibi ıslanmamasını istediğiniz, küçük boyutlu her şeyi yerleştirebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın .

*. Kemeriniz ve birkaç kanca (veya karabina) ile ağaç üzerine kullanışlı askılıklar yapabilirsiniz.

*. Sinekleri uzak tutmak için kamp ateşinize bir demet adaçayı atın.

*Ormanlık alanlarda yürüşe çıkacağınız zaman arkanızda yolu bulmak için mutlaka izler burakın çünkü koruluk ve ormanlık bir alanda kaybolduğunuzu anlamazsınız bile. İşaret için parlak doğaya zıt renkli bezleri ağaçlara bağlayabilir veya BABALAR diye tabir ettiğimiz büyükten küçüğe taşları üst üste koyarak kuleler yapabilirsiniz.

* Mikrofiber’in gücü! Yanınızda mutlaka mikrofiber bez ve havlular olsun. Hem çok hafif, çok ince ve çok su tutabilen bu havlular, aynı zamanda da çok çabuk kuruyabilme özelliğine sahiptir.

* İdeal kamp yemeği aslında çok kolay Kamp alanında veya evde hazırlayacağınız yemek karışımınızı alüminyum folyoda hazırlayın. İster ateş sönünce külünde, ister ateşin üzerinde pişirin. Sebze ve etler baharatlarıyla beraber paketlenmiş şekilde. Dikkat: Alüminyum folyoyu açarken içinde biriken sıcak buhara dikkat. İpucu: Ete değen alüminyum çok da sağlıklı bir şey değil. Piyasada içi pişirme kağıdı, dışı alüminyum olan folyolar var. Bunları tercih ederseniz daha sağlıklı bir öğün yiyebilirsiniz. Eğer bu kağıt bulamazsanız yağlı kağıt kullanabilirsiniz.

Hayatta Kalma

SU BULMAK

Hayatta kalma mücadelesinde su kadar önemli başka bir şey yoktur.Vücudumuzun % 70 sudur. Bir insanın düzenli ve vücudunun ihtiyacı olan miktarda su almaz ise, o insanın hızlı hareket etmesini ve istediğiniz performansı sergilemesini bekleyemezsiniz. Bir insanın iklime, doğada gerçekleştirdiği aktiviteye ve bulunduğu ortam ısısına bağlı olarak her gün minimum 2.5 lt su içmesi gerekmektedir. İçtiğimiz su dışkı, idrar, ve akciğerlerden çıkan nem sonucu vücuttan dışarı atılır. Her gün dışarı atılan bu su mitarını tekrar kazanmak zorundayız. Yemek yemeden bitkin vaziyette 30 gün dayanılabilse de su içmeden( ortama bağlı olarak) ancak 7- 10 gün dayanılabilir ve bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır. Su temin edinceye kadar (mevcut suyu korumak için) aşağıda sıralanan önerileri uygulamalısınız.

1. Su kaybını önlemek ve güneşten yanmamak için vücudu ve derimizi örtmemiz gerekmektedir.

2. Günün en sıcak saatlerinde aşırı çalışmadan kaçının. Yürümeniz zorunlu ise bunu acele etmeden yapın.

3. Suyunuz yoksa yemek yemeyin. Konuşarak ağzınızın ve boğazınızın kurumasına neden olacağınızdan bundan sakının.

4. Mevcut suyunuzu akşam serinliğinde veya gece, küçük yudumlarla için.

5. Çevrenizde deniz suyu veya içilmez su varsa elbiselerinizi ıslatın. Bu işlem sizi serin tutar ve terlemenizi engeller.

6. Alkol ve sigara kullanmayın.

Doğal ortamda, gerçekleştireceğiniz tüm eylemlerde uzun süre dayanıklı olabilmeniz tamamen suyun olmasına bağlıdır. Planlarınızı su temini üzerine yapmalısınız. Suyu temin ettikten sonra diğer konulara başlayın. Dikkat edeceğiniz önemli bir husus da susuz kalmamak için kesinlikle durgun ve pis yüzey sularını arındırmadan içmemektir. Bu sular sizde hastalık yapacak bakterileri ihtiva eder. Asla sağlığınızı tehlikeye atmayın. Susuzluk hızlı bir ölüm ise, pis suları içmek yavaş bir ölümdür. Bulabildiğiniz tek su kaynağı pis su ise, ne kadar susuz dahi olsanız filitre etmeden ve arındırmadan içmeyiniz.

Suyu Arıtmak

İlk işlemimizde suyu arıtmak için şekilde görüldüğü gibi bir düzenek hazırlamamız gerekmektedir. Bu işlem ile suyun içindeki çamuru,yaprakları ve diğer pislikleri uzaklaştıracağız. Şekilde bir kolu bağlanmış bir giysi görülmektedir. Bunun yerine bir çorap veya elbise parçasıda olabilir. Bu giysi içine kum ve ot koymamız kafidir. Bulabilirsek içine konan yanmış odun kömürü su içindeki kokuyu alır. Süzülen suyu en az beş dakika kaynatmamız gerekmektedir. Bu işlem sırasında mevcut kabımız yok ise, bu iş için bir ağaç parçasının içini yakıp oyduğumuz yeri bir kap gibi kullanabiliriz. Daha sonra ateşte ısıtılan temiz taşları, ağaç kap içindeki su içine koyarak suyu kaynatabiliriz. Bu işlemde soğuyan taşlar tekrar ateşe konarak su kaynayana kadar işleme devam edebiliriz. Aynı iş için şekil verilmiş ve güneşte kurutulmuş kil kap da kullanılabilir. Kaynama süresi, suyun kaynama noktasına ulaştığı andan itibaren beş dakikadır.

Suyu Nereden Bulabiliriz ?

Pek çok yerde yüzey suyu bulmak mümkün değildir. Doğada su ararken memeli hayvanlara ve kuşlara dikkat etmemiz gerekir. Bu hayvanların çoğu bizler gibi her gün su içmek zorundadırlar. Vahşi hayvanların ayak izlerinin yoğunlaşması suya giden hayvanları işaret edebilir. Genellikle düz araziden yükselen kayalık tepelerin yamaçları su bulma ihtimalini artırır. Bu gibi yerlerde bulunan yeşil bitkiler suyun varlığını gösterebilir. Yoğun yeşil bitkilerin dibinde nemli toprak varsa uygun yeri kazdığımızda suya ulaşabiliriz. Kazdığımız yerden su çıktığı taktirde ilk bulanık suyun atılmasından sonra gelen su temiz olacaktır.

1. Sabahları güneş doğmadan çimenler üzerinde biriken çiğ damlaları ince bir bez vasıtası ile toplanarak ve bez yeterince ıslandığında bir kaba sıkılarak gerekli su temin edilebilir.

2. Çok kuru ve sıcak iklimlerde bile yeşil vadilerde ağaçların altındaki toprak ve dere yataklarındaki toprak kazıldığında ıslak toprak bulunabilir. Islak toprak bir bez torbaya (çorabınız olabilir) doldurulup sıkıldığında azda olsa su elde edilebilir. Özellikle kamp yapacak ve düzenek kuracak vakit olmadığında bu yöntemler hayat kurtarıcı olabilir.

3. Doğada dar ve güneş almayan derin kaya yarıklarının içinde su bulunabilir.

4. Kurumuş görünen dere yataklarının zemininde kum altında su olabilir. Dere yatağının bir engel veya bir kaya ile karşılaştığı bölümün ön tarafı kazılarak su bulunabilir.

5. Tam tersine arazi çok ıslak ve bulunduğumuz yer bataklık ise, suyun biraz ötesine kazacağımız çukura dolan su ilk başta bulanık olabilir. Beklediğimizde su berraklaşacaktır.

6. Deniz kıyısında ve geniş bir kumsalda isek, denizden karaya doğru en az 100 metre ileride kumu kazdığımızda az tuzlu ama içilebilir su buluruz.

7. Eğer deniz kenarında ve elimizde su kaynatacak bir kap var ise, şekilde görüldüğü gibi bir düzenek hazırlanır. Kabın üstüne konan kumaş parçası buhardan ıslandıkça sıkılarak su temin edilir.

8. Deniz kıyısında ve elimizde büyük naylon torba varsa, deniz suyunu kaynatarak buhardan su elde eden bir imbik yapabiliriz. Tencereden çıkan buhar, naylon torba içinde yoğunlaşarak su haline gelecek ve içeri kıvırdığımız naylon torbanın kenarında birikecektir.

9. Kar olan bir ortamda ise, hazırladığımız düzenekteki bezin içine doldurduğumuz kar; aynı zamanda ısınmak için yaktığımız ateşin ısısı ile eriyerek alttaki kaba toplanmaktadır.

10. Yenen kar, aksine susuzluğa neden olur. Bunun için karı elimizde sıkıp eriyen kar suyunu içmemiz gerekir.

11. Bir bitkinin yaprakları üzerine geçirilen torba içinde, yapraklardan çıkan nem yoğunlaşarak torbada toplanır.

12. Bir bitkinin üzerine geçirilen torba içinde, yapraklardan ve zeminden çıkan nem yoğunlaşarak kenarda toplanır.

Su İmbiği

Su imbiği, en kurak ortamlarda bile çalışan bir sistemdir.Bu sistem için 180×180 plastik örtü, bir kap ve ince hortum gereklidir. Ağız genişliği 100 cm ve derinliği 70 cm olan bir çukur kazılır. Çukur dibine bir kova yerleştirilir ve bu kovanın içinden gelen yaklaşık 150 cm plastik borunun ucu çukur dışına alınır. Bu çukurun üstüne dibe kadar inen bir naylon örtü serilir. Çukurun kenarında naylon örtünün üzerine toprak yığılır. Naylon örtünün su kabının tam üstüne gelen kısmına bir taş konur. Güneş doğduğunda hava ısınırken, henüz serin olan topraktan çıkan buhar naylonun altında damlalaşır. Su damlaları büyüdükçe aşağı kayıp kaba damlarlar. Geceleyin hava soğurken henüz sıcak olan zeminden çıkan buhar yoğunlaşarak kaba damlar. Böylece gündüz ve gece su toplama imkanı olur.Geceleri gündüze göre daha az su birikir. Biriken su plastik borudan emilerek alınır. Plastik borunun amacı düzeneği bozmadan sürekli su almak içindir.

ATEŞ YAKMAK

Doğadaki yaşam mücadelesinde sudan sonra en gerekli olan şey ateştir. Ateş sayesinde ısınırız, yemek pişiririz, gece güvenlik sağlarız, suyu mikroplardan temizleriz ve yerimizi belli etmek için kullanırız.

Ateş Nasıl Yakılır ? 

Ateşin oluşabilmesi için kıvılcım veya çok yoğun ısı ile birlikte bunların hemen tutuşturulabileceği kav denilen malzemeye ihtiyacımız vardır. Ateşin yakılmasında iyi havanın önemi inkar edilemez. Tabiattan ateş yakabilmemiz için gereken malzemeleri kolaylıkla bulabiliriz.

Kav

Bir kıvılcımla dahi kolayca tutuşabilecek malzemedir. Hafif , gevşek ve kuru ağaç kabukları, kuru otlardan ince ve küçük parçalar, kuru yosunlar, küçük kuş yuvalarındaki tüyler ve çeşitli kuru bitki lifleri kav için idealdir. Kav bulamadığımız taktirde kuru pamuklu giysilerimizi ince liflere ayırarak elde edeceğimiz pamuk yığını iyi bir kavdır. Kuru gazete kağıdı lifleride bir kavdır. Benzin, fişek veya mermi mühimmatı da dikkatli kullanılırsa iyi birer tutuşturucudur.

Çeşitli kav tipleri:

1. Kuru otlar

2. Kuru yapraklar

3. Kuru ağaç kabukları

4. Kuru yosunlar

Kuru mantarların dış kabukları atıldıktan sonra içteki destek lifleri kav için kullanılır. Kuru otlardan hazırlanmış yığındaki lifler çok çabuk ateş alabilir. Yağışlı havalarda ağaç kabuklarının içi, ölü ağaç gövdelerinin içi iyi kavdır. Kuru ve ölü yusunlar iyi kavdır, en iyi yosunları ağaç gövdeleri üzerinde bulabilirsiniz. Kuru yapraklar bütün veya parçalanmış olarak kullanılabilir. Buna benzer yapraklara rasladığınızda varsa naylon torbaya koyarak yanınızda bulundurun.

Kavın Tutuşturulması

1. Hazırladığımız kavı eğer elimizde bir parça çelik(cep çakısı gibi) var ise doğada sık bulunan çakmaktaşına vurarak çıkan kıvılcımla tutuşturabiliriz. Bu kıvılcımla en iyi pamuk tutuşmaktadır. Hafif yanmayı yavaş üfleyerek desteklemek gerekir.

2. Fotoğraf makinası veya bir dürbünden sökebileceğimiz ince kenarlı bir mercek ile güneş ışınlarını kav üzerinde odaklayarak kavı tutuşturabiliriz. Hafif yanmayı yavaş üfleyerek desteklemek gerekir.

3. Elimizde bir akü var ise, kablolarını birbirine değdirerek elde ettiğimiz kıvılcım ile kavı(eğer benzini tutuşturmak istiyorsanız çok dikkatli olun ve çok az miktar kullanın) tutuşturabiliriz.

4. Ağaçtan imal ettiğimiz yay ve matkap kullanarak kavı tutuşturabiliriz.

Yukardaki şekilde olduğu gibi bir yay, bir ağaç çubuk, avucumuzu korumak için bir matkap başı ve bir ateş tahtası hazırlanacaktır. Ateş tahtası ve matkap kavak türü bir ağaçtan olması tercih edilir. Ateş tahtası 5cm kalınlığında, matkap tahtası 30-40 cm uzunluğunda , yay 75 cm uzunlukta ve 2 cm kalınlığında olmalıdır. Matkap çubuğu, matkap başı içinde en az sürtünme ile dönmeli ve bu yer yağlanmalıdır.

Her iki ağacın da kuru olması ve ölü ağaçlardan alınması gerekir. Ateş tahtası üzerinde yapılan V şeklindeki çentik en önemli noktadır. Bu çentiğin matkap ucunun temas ettiği noktanın merkezine kadar açılmış olması gerekir.

En pratik duruş, sağ dizimizi yere koyarken sol ayağımızın ucu ile ateş tahtasının hareket etmesini önlemek için aldığımız pozisyondur. Sol elimizin avucu içindeki matkap başı ile matkap çubuğunu ateş tahtası içindeki kertiğe bastırırız. Sağ elimizde olan ve matkap çubuğunun üstüne bir kere dolanmış yayı ileri geri hareket ettiririz.

Yayı sanki testere ile tahta keser gibi ileri geri hareket ettirin. Tahta yeterince ısındığında duman çıkmaya başlıyacaktır. Döndürmeyi hızlandırdığımızda sol elimizle matkap üzerindeki basıncı artırmalıyız. Daha çok duman çıkmaya başlarken, ateş tahtası altına koyduğumuz ince plaka üstüne siyah renkli toz dökülmeye başlıyacaktır. Bu yığın yeterli miktara ulaştığında delgi ve tahtayı ince plaka üzerinden kaldırıp,bu siyah yığını elimizle yavaşça yellemeliyiz.

Bu yığında kıvılcım varsa yığın hemen kızarıp, parlayacaktır. Bu yığını çok çabuk kav üzerine dağıtmadan yerleştirmeliyiz. Üflemeye başladığımızda bu kıvılcım kavı alevlendirecektir.

Odun Çeşitleri

Ateşi yakarken seçeceğimiz odun çeşiti önemlidir. Yumuşak odunlar örneğin; köknar, elma, çoban püskülü çabuk yanarlar ve iyi ısı verirler. Bunları ateşi geliştirirken kullanmak gerekir. Pişirme yaparken veya uzun süreli ateş gerektiğinde sert odunlar lazımdır.Bunlar yavaş yanarlar ve dayanıklıdırlar. Kayın, huş ağacı ve meşe bu cins sert odunlu ağaçlardır. Odun bulamadığımız durumlarda kurumuş hayvan pislikleri, kuru deniz yosunları, kuru likenler, kuru torba yığınları acil yakıt gereksinimizi karşılar.

Ateşi Yakarken Kullanılacak Malzeme ve Sırası

Ateşi yakarken öncelikle kavdan başlarız. Kav iyice tutuştuğunda üstüne ölü yapraklar, yaprak sapları ve çok ince dal parçaları koyarız. Bunlar tutuştuğunda ateşi çöktürmeden üstüne kızılderili çadırı şeklinde küçük dal parçaları yerleştiririz. Bunlar yanarken ana yakıtımız olan kuru kalın dalları koyarız. Eğer ateş sabaha kadar muhafaza edilecek ise kalın kütüğü ucundan ateşe yerleştiririz.

İlk olarak kav konur.

Çıra olarak ölü yapraklar,çok ince dallar ile küçük dallar konur.

Orta kalınlıkta olan dallar.

Ana yakıtımız olan dallar

Gece ateşi için kütükler.

Ateş Yakma Yerinin Düzenlenmesi

Ateş yakılacak yer her türlü kuru yaprak, dal gibi yanacak maddelerden temizlenmelidir. Eğer zemin kuru otla kaplı ise zemine açılan çukur içinde ve çevresi taşla kapatılarak ateş yakılmalıdır. Emniyet açısından ateşin çevresindeki en az 1 metrelik alanda yanacak hiçbir şey olmamalıdır. Hava rüzgarlı ise yer seçilirken ateşin sıçramaması için tedbir alınmalıdır.

Eğer zeminde su, buz ve kar varsa kalın dallardan hazırlanan platform üzerinde ateşinizi kurun. Ateşinizi her zaman ihtiyacınıza göre hazırlayın. Basit birşey için büyük ateş yakarak odununuzu israf etmeyin.

Ateşinizin etrafa sıçramasını engellemek için taşlarla etrafını çevirebilirsiniz. Bu taşları hiçbir zaman dere yataklarından almayın. Bu taşların içlerine su sızmış olabilir. Oluşan buhar nedeniyle bu taşlar patlayabilirler.

Kayalardan yapacağınız bir koruma duvarı, ateşinizin rüzgarda hızla yanmasını ve odun stoğunuzun azalmasını engeller. Ateşin ısısının size daha iyi yansımasını sağlar. Bu kaya duvarının boşluklarını çamurla kapayabilirsiniz.

Ateşin Kurulması

Ateş yakacağımız zemin çimle kaplı ise, ateş yakılacak alanı bir kürek ucunun dört parmak derinliğinde saplayarak işaretleyin. Zemini üç parmak derinliğinde işaretleyerek çimeni toprağı ile birlikte halı gibi kaldırıp hava sıcak ise gölge bir yere koyun. Kamp bittiğinde ateş yakılan yeri düzenleyerek çıkardığınız çim halıyı tekrar eski yerine yerleştirin. Hava sıcaksa ve mümkün ise bu çimi ve toprağı ıslatarak bırakın.

KULLANDIĞINIZ ALANI DAİMA BULDUĞUNUZ GİBİ VE TEMİZ BIRAKARAK TERKEDİN!

Ateşinizin tek bir kibritle sorunsuz yanmasını isterseniz, ateşinizi kurallara uygun kurmalısınız. Ateşi daima küçük hazırlayıp denetiminiz altında büyütün. Büyük kurulan ateşin sorunlarını çözmek, küçük ateşe göre her zaman daha zordur. Ateşinizi yaktıktan sonra,ateş toparlandıkça odun koyun. Çıkan ısının diğer odunları kurutup tutuşturacağını unutmayın. Ateş kuvvetlendikçe yanabilecek kadar kalın dalları seçin. Daima en inceden yavaş yavaş kalın dallara geçiş yapın. Ateşin içine erken atılmış yanmamakta direnen kalın dallar var ise zorlamayın; bu dalları ateşin kenarına alıp daha ince dallarla ateşi takviye edin. Ortam ıslak ise ateşin yanına odun koyarak kurumalarını sağlayın. Hiçbir zaman yaş ağaç dalı kullanmayın. Hem yakmakta zorlanırsınız, hem de dumandan duramazsınız. Ağaçlık ve çalılık bölgede çevrenize dikkatli baktığınızda, daha önce önemsemediğiniz yüzlerce küçük dal parçacıklarının olduğunu göreceksiniz. İlk yanmadan sonra bunları kullanın. Bunlar hem kuru hem de yanmak için yeterince küçüktürler.

Tepe Tarzı Ateş Hazırlama Tekniği

Kızılderili çadırı şeklinde kurulan ateş yakma tekniğidir. Kav ile tutuşturulan ince dalların alevinin daha kalın dalları tutuşturmasını sağlayan bu teknikte, ateşin yanıp kendi üzerine çökerek, kendini söndürmesini de engeller.

İnce dallardan kızılderili çadırı şeklinde iskelet hazırlanır.

Bu yapı daha kalınca dallarla desteklenir.

Daha kalın dallar konur.

Ön tarafta bir açıklık bırakılır. Bu açıklıktan kavı yerleştirilir ve tutuşturulur.

Öndeki açıklıktan ince dallar ile kavın yanması sürekli desteklenir.

Ateşin Söndürülmesi

Yakılan her ateşin dikkatlice söndürülmesi gerekir. Söndürme işini toprak, su, ve karla yapabiliriz. Ateşi toprak ile söndürdüğümüzde içte yanan kısmın kalmadığından emin olun. Ateşi hiçbir zaman kendi halinde sönmesi için bırakmayınız.

ATEŞİ YANAR VAZİYETTE BIRAKMAYIN !

Çeşitli Yansıtıcılar

Yapacağımız bu reflektör-yansıtıcı bizi rüzgardan korur. Aynı zamanda ateşin ısısını bize yansıtır.

BARINAK YAPMAK

Doğada yaşam mücadelesinde insanın yağmurdan, kardan, rüzgardan ve güneşten korunarak dinlenmesi gereklidir. Fiziksel iyi bir dinlenme, ruhsal yapımızı da olumlu etkileyecek ve moralimizi yükseltecektir. Bulunduğumuz çevre ve iklime göre içine girip korunacak bir barınağı inşa etmeyi öğrenmemiz gerekir. Barınağı, hangi etkenlerden korunmak istiyor isek ve kalacağımız süre ne kadar ise ona göre hazırlamalıyız. Barınağı hazırlamak için bulunduğumuz ortamdaki metaryellerde çok önemlidir. Sonunda barınak bu metaryallerle inşa edilecektir.

Öncelikle çevremizi dikkatle gözden geçirmeliyiz. Bulabileceğimiz bir mağara, terkedilmiş bir kulübe, doğal bir barınak bizi büyük bir enerji kaybından kurtaracak ve zaman kazandıracaktır. Hazır bir barınak bulamaz isek, kuracağımız yeri iyi seçmeliyiz. Bu yer rüzgarın estiği tepe üstü veya derin vadilerde kanal gibi esen tabanlardan uzak olmalıdır. Rüzgarlardan korunabileceğimiz kuytu bir yer seçmeliyiz. Barınağımızın girişi rüzgar yönünde olmamalıdır. Bu mümkün değilse kaya ve toprak yığını, kar duvarı, buz parçaları veya çalı çırpı ile inşa edilecek bir duvar aracılığıyla rüzgar engellenmelidir. Bu rüzgar engeli, barınağımızın kolay ısınmasını sağlayacaktır. Barınak mümkün olduğu kadar basit fakat en iyi konforu verecek bir yapıda olmalıdır.

Resimde doğal bir oyuk ve rüzgardan korunmak için yapılan bir duvar görülmektedir.

Barınağı inşa ederken şu kural unutulmamalıdır: Hava sıcak veya soğuk olsun vücudumuz yattığımızda zemin ile temas etmemelidir. Isınmış bir zemin vücudumuzun su kaybına yol açacaktır. Soğuk bir zemin ise vücudun ısı kaybetmesine yol açar. Hazırlayacağımız basit bir yer yatağı ihtiyacımızı görecektir. Kuru otlardan, taze çam dallarından hazırlayacağımız bir yatak vücudun dinlenmesini kolaylaştıracaktır. Yatağı boyumuzdan biraz uzun, 90 cm eninde ve 30 cm yüksekliğinde hazırlamalıyız. Yattığımızda rahatsız eden dallar var ise ayarlayarak en uygun şekli bulmalıyız. Yattıkça dallar ezileceğinden iki günde bir yeni dallar ile yatak takviye edilmelidir.

Çam yaprak ve dallarından yapılan kamp yatağı ve basit bir barınak.

Eğrelti otu ve kuru otlardan yapılan şilte.

Eğik Damlı Barınak

Ağaçlık alanlarda rahatça inşa edebileceğimiz ve araları 2.5 m’yi geçmeyen iki ağacın çatallarından yararlanarak barınağı yapabiliriz. Uygun ağaç bulamadığımız taktirde yere tutturacağımız 3 direk ile de bu barınak inşa edilebilir. Zemine 45 derece açıyla konan ana dalların çatallarına, yere paralel dallar yerleştiririz. Alttan döşenmeye başlanan dalların bir üst sırasındaki dallar alttakilerin üstüne konur. 45 derecelik eğim suyun akmasına yeterlidir. Akan suyun barınağa girmesine engel olmak için barınağı çevreleyen, dal veya kaya parçası ile kazılan 4 parmak derinliğinde bir drenaj kanalı yapılmalıdır.

Dalların kiremit gibi yerleştirilmesi

Uygun ağaç bulamaz isek aşağıdaki gibi barınaklar inşa edilebilir.

Çeşitli eğik damlı barınak yapımı.

Kubbe Şeklinde Barınak

Çevremizde barınak için ağaç bulamadığımız taktirde, ince sazlardan, kısa boylu ağaççıklardan aşağıdaki gibi kubbe tarzında barınak inşa edebiliriz. Bunun için yere 2 m çapında bir daire çizeriz. Bu dairenin kenarlarına kalın uçları toprağa sokulan ince dalları yerleştiririz. Dalların ince uçları kubbenin tepesinde karşılıklı bağlanmalıdır. Önde giriş için, tepedede ateş dumanının çıkışı için açıklık bırakırız. Yan duvarları ince dallar ile sepet gibi öreriz. Kubbenin üstü ot, saz, dal ve çamur ile kapatılır. Otlarla kapatılırken alttan başlıyarak yukarı çıkılmalıdır. Her ot-saz katı altakinin üstüne konmalıdır.

Ağaç Altı Barınaklar

Barınak inşa edecek zaman ve enerji olmadığı taktirde nispeten kolay yapılabilecek barınaklardır. Bu barınak için devrilmiş bir ağaç gövdesi gereklidir.

Kar Barınakları

Kar kalınlığının yüksek olduğu ağaçlıklı dağ tepelerinde yapabileceğimiz bu barınaklar, yolunu kaybetmiş doğa gezginleri, kayakçılar ve dağcılar için uygundur. Önemli olan geceyi veya fırtınayı atlatmak ve hayatta kalmaktır. Bu amaçla rüzgarın az olduğu bir noktada 1.5-2 m derinlikteki karı ağacın gövdesinden 1 metre yarıçaplı ve içinde oturduğumuzda rüzgardan etkilenmeyecek derinlikte kazarız. Kazmayı kayaklar, ağaç dalları, hedik gibi malzemelerle yapabiliriz. Bu işlemi minimum kıyafetle ve terlemeden, dinlenerek yapmalıyız. Çukurun üzeri kayaklar, ağaç dalları ve kar blokları ile örtülür. Gerekirse gövdeden uzakta minik bir ateş yakılabilir. Bu çukur da yere koyacağımız dallar üzerine oturulmalıdır.

Kar iyi bir yalıtkandır. Dağlarda mahsur kalan birçok dağcı hayatını kar mağaraları sayesinde kurtarmıştır. Hiçbir zaman kuvvetli bir tipide yolu bulmaya çalışarak ve enerjinizi sonuna kadar tüketerek mücadele etmeyiniz. Doğru yapacağınız bir kar barınağı, fırtına geçene kadar beklemenizi ve ısınızı korumanızı sağlıyacaktır. Amaç hayatta kalmak olmalıdır. Dikkat edilecek husus çok kuytu bir yere bu barınağın yapılmamasıdır. Yoğun kar bu noktalarda birikeceğinden, yaptığınız kar barınağının hava deliklerinin tıkanmasına ve havasız kalmanıza neden olacaktır. Rüzgar alan ve yeterli kar olan bir noktada bu barınağı inşa edin. Barınağınız yüksek yamaçların ve tepelerin dibinde çığ tehdidine açık alanlarda kurulmamalıdır. Kar barınağınızı 2-3 metre kalınlığındaki kar yığını kayak, hedik, yemek tabağı, kürek, ağaç dalı ile mağara şeklinde kazarak yapabilirsiniz. Kar barınağınızın iç ısısını, girişte yapacağınız bir delik ve üstte açacağınız ikinci bir havalandırma deliği vasıtası ile ayarlamanız gerekmektedir. İç ısı duvarların terleme yapıp damlamayacağı ve gevşeyip çökmeyeceği derecede olmalıdır. Bu barınağı karda kazarken soyunmak ve en ince giysi ile çalışmak gereklidir. Kazı terlemeden yapılmalıdır. Düşük olan ısı derecelerinde terlemek ve bu terle oturmak çok tehlikelidir. Bu barınak geçici süre için yapıldığından tehlike geçene kadar barınakta yatmamak, yere uzanmamak gerekir. Amaç ısı kaybetmemek olmalıdır. Barınağın zeminine konan dallar zemin ile ısı alışverişimizi nispeten azaltacaktır. Bu dallar üzerinde oturmak gereklidir.

DOĞADA YÖN BULMA YÖNTEMLERİ

Dünya üzerinde bulunduğumuz yeri harita ve aletler kullanarak belirliyebiliriz. Bulunduğumuz noktadan diğer bir noktaya giderken, yürüdüğümüz yönü rota olarak adlandırırız. İki nokta arasında birçok engel, tepe, orman, göl ve nehir yer alabilir. Önemli olan bir yerden diğerine giderken, saydığımız bu engelleri aşmada rota dediğimiz yönümüzü kaybetmememizdir. Yapılan araştırmalarda bir kişi bilmediği bir arazide hareket ediyorsa bir müddet sonra yön duygusunu kaybettiği görülmektedir. Yürüyüş sırasında, yaşamlarında sağ ayağını daha kuvvetli kullanan insanların, sola göre daha uzun adım attıkları görülmektedir. Bu nedenle düz bir doğru üzerinde yürüdüklerini zanneden kişilerin rotalarından sola doğru saptıkları ve zaman içinde sola doğru çok geniş bir yay çizdikleri görülmektedir. Sonuçta umdukları yere ulaşamadıkları gibi, nerede olduklarını bilememektedirler. Son yıllarda ülkemizde doğada etkinlik gösteren kişilerin sayısı artmıştır. Bu sayı artışı beraberinde kazaları ve kaybolma olaylarını getirmektedir. Yön saptama çok kesin ve net bir hadisedir. Doğada yürüyen bir kişi net olarak nerede olduğunu bilmeli veya kaybolduğunu kabul etmelidir.

Pusula ve şimdi öğreneceğimiz yöntemlerle yer yüzeyinde ancak yön saptaması yapılabilir. Yani ancak istenen rotada yürümek mümkün olabilir. Yer yüzü üzerinde nerede olduğumuz sorusunun cevabı farklı aletler gerektirir. Bu aletlerden elde ettiğimiz sonuç ile enlem ve boylamımızı derece, dakika ve saniye cinsinden öğrenebiliriz. Bu bilgi ancak bir haritaya aktarıldıktan sonra o anki haritadaki yerimizi bilebiliriz. Sonuç olarak doğada yönümüzü belirlemeden önce kabaca nerede olduğumuzu bilmek zorundayız. Ancak bundan sonra nereye gideceğimizi düşünüp sonra yönümüzümü saptamalıyız.

Yön Saptama Yöntemleri

Pusula Yardımı İle

Yönümüzü en kolay pusula yardımı ile saptayabiliriz. Pusula ibresinin koyu renkli ucu manyetik kuzeyi gösterir. Kuzeyin nerede olduğunu belirledikten sonra, hangi yöne gidecek isek o yönde yer alan bir cismi (ağaç, iri kayalar vb.)hedef alıp oraya kadar gitmek ve o noktada, gitmek istediğimiz yönde yeni bir cisim saptamak gerekir. Bu yöntemle mümkün olduğu kadar düz bir çizgide yol alınabilir.

Doğada gidilecek yön için belirli cisim ve işaretleri hedef alıp yürüyün.

Kutup Yıldızı İle

Dünyamızın kutup noktalarından geçen hayali eksen çizgisi kutup yıldızının çok yakınından geçmektedir. Bu nedenle gecele yıldızlar ve gezegenler hareket halindeyken (dünyanın kendi etrafında dönüşünden dolayı)kutup yıldızı sabit kalır. Doğada herhangi bir yıldızı hedef alıp yürürseniz, yıldızın hareketinden dolayı düz bir çizgide yürüyemezsiniz.

Bu nedenle gökyüzünde yanlızca kutup yıldızını bularak onun kuzeyi gösterdiğini bilerek, amaçladığınız yönde yürüyebilirsiniz. Kutup yıldızını bulmak için belirgin bazı yıldız guruplarını bilmek zorundasınız. (Bu bilgiler kuzey yarım küresinde geçerlidir)

Büyük Ayı yıldız gurubu 7 yıldızdan oluşur. Görünümü eğik duran kahve cezvesine benzer. Sapın karşısında yer alan kenarın uzunluğunu 5 le çarptığımızda ve kenar yönünde kutup yıldızını buluruz. Kutup yıldızını doğru bulduğumuzdan emin olmak için yan yatmış ve beş yıldızdan oluşan bir W harfine benzeyen Cassiopeia yıldız gurubunu kullanırız. Büyük W nun ortasındaki yıldız, kutup yıldızı doğrultusundadır.

Güneş İle Yön Bulma

Parlak güneşli bir günde bir sopa ve gölgesi yardımı ile yön tayini yapılabilir. Sopanın gölgesi işaretlenir. Bir süre sonra yer değiştiren gölge ucu tekrar işaretlenir. Bu iki işareti birleştiren çizgi dik doğru S – N eksenidir. Birinci işareti sola ve ikinci işareti sağınıza aldığınızda yüzünüz kuzeye bakmaktadır.

Saat Yardımı İle Yön Tayini

Güneşli bir günde bileğimizdeki saat yardımı ile yön tayin edebiliriz. Saatin akrebi güneşe döndürülür. Saatin 12 rakamı ile akrebin oluşturduğu açının açı ortayı Güney-Kuzey Hattıdır. Güneş tarafı güney yönüdür.

 

ÜYELİK SORULARI

ÜYELİK

Yakında.

MAĞAZA SORULARI

MAĞAZA

Yakında.