Page 109 - Kanyoning Türkiye
P. 109

KIRK URGAN                                                    Erdal ÖZASLAN

        evi farmville oyununa benzetti. O an anladık ki dik   gidiyor. Dememle aksilikler başladı. 100 metrelik siyah
        başlı bir kanyonla uğraşıyoruz; o kadar kolay geçit   iple  Haydar’ı  aşağıya  yolladık.  Öncesinde  ne  olur
        vermeyecek bize. Moraller düzgün, her kanyonda   ne olmaz diye telsizi ona vermiştim. İniş başladı ve
        rutinimiz  olan +1 gün hayatta  kalma kuralımızı  bu   bir süre sonra telsizden ilk anons geldi: “Arkadaşlar
        kanyon için bozmuştuk. 1 günde çıkarız nasıl olsa   ip dönerek düğüm oluyor çok zor ilerliyorum ama
        genişliği bize çok pahalıya patlayabilirdi. Ama güzel   halledicem sanırım”.  İkinci anons: “tamam sorun yok
        kararlar da almıştık . Telsizlerimizi yanımıza almamızı,   hallediyorum heyecanlanmayın sakın” Üçüncü anons:
        en iyi karar olarak tarihe not düştük. “Hatta herkese 1   “ipte kaldım, galiba çocuğum olmayacak J“. Dördüncü
        telsiz” sloganımız oldu bundan sonrası için. Kafa Safety   anons: “tamam kontrol ediyorum, hallediyorum”
        kucak dolusu malzeme vermiş, oysa  biz,  dernekten   5. ve son anons: “Kadir ben ipte kaldım  J“.
        kalma fakirlik psikolojisi; “aman idare edelim” kafası    
        ile neredeyse yarı yolda kalacaktık.  20 el jumarı   Ekip olarak sakin ve hızlı bir çözüm düşünerek Kadir’in
        varken kanyona jumarsız girmek mesela. Koca   ileri teknik eğitimlerde anlatacağı; hareketli istasyona
        matkapı getirip son anda içeri sokmamak gibi.  çevirme işlemini yaptık. Ama sorun Haydar’ı 5 cm
                                                   yukarı çekip  emniyet karabinasından  çıkarmak ve
        İlk inişe gelene kadar kanyonu inceleyerek etrafa hayran   istasyonda  bulunan sekizli üzerinden  onu  bizim
































        hayran bakarak birbirimize şakalar yaparak ileliyorduk.   aşağıya indirmemizi sağlamak. Ayşen kendi üzerinden
        9:35 de istasyonumuzu kurduk ve belki de en küçük   son emniyeti aldı, kendini sağlam bir yere oturttu.
        inişimizi yaptık; 20 metre civarı bir inişti. Daha doğrusu   Kadir’le birlikte Haydar’ı 10 cm yukarıya çekip düzeneği
        sadece bu inişte emniyet alan kişiyi görebiliyorduk   çalıştırdık. 100 metre ip ve 75 metre ipin yarısı daha
        J. Teknik rapor da burada başlamış oldu.  (ilk iniş   aşağı doğru indi, en sonunda Haydar “yere indim”
        19,29m)  10:13’te ilk tırmanış bölgesine geldik. Önce Ayşen   diye bize anons geçti. Biz ipi geri topladık ve aramızda
        yukarı çıktı, ipi sabitledi, arkasından tüm ekip yukarı   hesap yapmaya başladık. Kedi buysa, et nerede. Et bu
        çıktık. 4-5 metre civarı 5+ bir tırmanış diyebiliriz. 10:17   ise kedi nerede. İleri Matematik; eğer bu iniş 85 metre
        de hemen 2. inişe başladık. (ikinci iniş 24,18 m) 10:51 de   ise elimizdeki ip 100 metre değil. Eğer ip 100 metre ise
        3. iniş; kesilmiş bir ağaç gövdesinden yapıldı (ancak bir   iniş 85 değil. Telsizi de geri aldığımız için artık Haydar’la
        sonraki etkinlikte bu alana bolt çakmak lazım). (üçüncü   iletişimimiz de kalmadı ama onun iyi olduğuna,
        iniş 26,22 m)  4.iniş 11:29’da . 5.iniş 11:59’da.  6. iniş 12:38.   hatta  ateş  yakıp  menemen  yaptığına  emindik  J.
        7.iniş 13:37. 8.iniş 13:56: (inişlerin ölçümü devam ediyor)   
         
        Bir an Ayşen ve Kadir’e ne güzel dedim her şey yolunda   Hızlıca bir durum değerlendirmesi ardından Ayşen’i

                                                107
   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114